Sevgili okurlar, sizi bugün Can Yücel’in çok sevdiğim bir şiiriyle baş başa bırakmak istiyorum:
Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında sevdalanmış onun deli dalgalarına.
Hırçın hırçın kayalara vuruşuna, yüreğindeki duruluğa
Demiş ki suya: Gel sevdalım ol, hayatıma anlam veren mucizem ol...
Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa al demiş;
Yüreğim sana armağan...
Sarılmış ateş ile su birbirlerine sıkıca kopmamacasına...
Zamanla su, buhar olmaya, ateş kül olmaya başlamış.
Ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı...
Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de, yüreğindeki kederi de alıp gitmiş uzak diyarlara su..
Ateş kızmış, ateş yakmış ormanları...
Aramış suyu diyarlar boyu, günler boyu, geceler boyu..
Bir gün gelmiş suya varmış yolu..
Bakmış o duru gözlerine suyun, biraz kırgın, biraz hırçın..
Ve o an anlamış; aşkın bazen gitmek olduğunu.
Ama gitmenin yitirmek olmadığını...
Ateş durmuş, susmuş, sönmüş aşkıyla..
İşte o zamandan beridir ki: Ateş sudan, su ateşten kaçar olmuş..
Ateşin yüreğini sadece su, Suyun yüreğini sadece ateş alır olmuş...
Can Yücel
Sevgiyle kalın…