Başkalarını küçümseyen, aşağılayan, eğlence konusu yapan insanlarla karşılaşmak, yaşamın en kötü deneyimlerindendir.
Bu tür davranışlar duyguları incitir, değersiz hissettirir, yaşam sevincini yok eder.
Küçümseyen ve aşağılayan insanlarda empati yoktur. Empati, karşımızdaki kişinin gerçekleri ve ihtiyaçları ile bağlantı kurabilme yeteneğimizdir.
Onlar yalnızca başkalarının değil, kendi duygularının da farkında değildir.
Sağlıklı ilişkilerin gerektirdiği içtenlik, anlayış, hoşgörü, esneklik gibi alanlarda zayıftırlar.
Çoğu iletişim konusunda beceriksizdir.
Anlaşmazlık ve gerilime tahammül edemez, sorunları sakin ve akılcı biçimde çözemezler.
Duygu ve düşüncelerini zeki, yaratıcı bir dille ifade etmek yerine, küçümseyici bakışlar atma, yüz buruşturma, kendi kendine söylenme ve iç çekme gibi dolaylı yollara başvururlar.
“Ne kadar da safsın,” “Ne hakkında konuştuğunu bilmiyorsun” ve “Gerçekten böyle düşündüğüne inanamıyorum” gibi ifadeler kullanırlar.
Bu insanlar aslında kendilerini de sevmez ve küçümserler.
Sanılanın aksine, özgüvenleri zayıftır.
Yaşamlarından memnuniyetsizdirler.
Her şeye olumsuz bakar, içlerindeki düş kırıklıklarını ve öfkeyi, başkalarına yansıtırlar.
Karşılarındakine zarar vererek kendi acılarından geçici bir süre kurtulmaya çalışırlar.
İlginin merkezinde olmak isterler.
Kıskançtırlar.
Yanlışlar arayarak doyum bulurlar.
İnsanları kolay harcarlar.
Başkalarının mutluluk ve başarıları onları mutsuz eder.
Güzel bir haber paylaştığınızda, başarınızın şans ya da tesadüf eseri olduğunu söyler veya hiç ilgilenmez; sevincinizi kursağınızda bırakırlar.
Başkalarının acılarından keyif alırlar.
Böyle hisseden ebeveynler bile vardır maalesef.
Kendilerini önemli hissetmek ve hissettirmek için güç ve para kazanmaya çok önem veririler.
Güç ve para onların, başkaları üzerinde kontrol kurmalarını sağlar.
Bazıları ise yetersizlik duygularını, eğitimlerini ya da entelektüel vasıflarını kullanarak kapatmaya çalışır.
Ama tüm bu çabaları onların, saygınlık kazanmasına yardımcı olmaz.
Sevilmezler!
Bu insanların bir kısmında ciddi kişilik bozuklukları vardır.
Çoğu, yetişme yıllarında yeterince ilgi ve sevgi görmemiş, sağlıklı biçimde bireyleşememiştir.
Yaşamınızda böyle insanlar varsa, zihin ve beden sağlığınız kolaylıkla bozulabilir.
Anksiyete bozukluğu, panik atak, depresyon ve pek çok fiziksel hastalık bulgusu yaşayabilirsiniz.
İyileşme süreciniz ilaç değil, farkındalık ve bilinçlenme gerektirir.
Çözüm için yapmanız gerekenler, duygularınızı tanımak, iletişim becerilerinizi arttırmak, özgüveninizi geliştirmek ve sınır çizmeyi öğrenmektir.
Yürekten Sevgilerimle…