Beladan uzak durmak istiyorsanız bu el hareketlerini asla yapmayın
Meşhur laftır bizde: “Bana el kol hareketi yapma!” Bela geliyorum demektedir. Fenerbahçeli futbolcu Raul Meireles geç ve acı biçimde öğrendi bu Türkiye gerçeğini.
Hareket dili, ülkeden ülkeye, daha doğrusu coğrafyaya göre değişiyor. Sizin iyi niyetle, hatta takdir belirtmek için yaptığınız bir hareket bir yabancı için küfre girebiliyor. Türkiye’de daha ziyade su altında, scuba’cıların kullandığı, “Her şey yolunda” anlamında bir işaret var. Kol doğrultulup baş ve işaret parmağından tam daire yapılarak diğer üç parmak birbirine yapıştırılıyor:Su üstünde yapıldığını pek görmedim ama öyle bir hareketiniz varsa Yunanistan’da sakın yapmayın. Keza Almanya ve Brezilya’da da. En ağır ‘homofobik’ hakaret. Bela arıyorsanız o başka tabii... Ortadoğu’da da denemeyin, beddua ediyorsunuz sanabilirler.
Türkiye’de o hareketi kolunuzu doğrultmak yerine hafif aşağı doğru salarak işaret ve baş parmağınızla oval oluşturarak yaptığınızda (tam da Raul Meireles’in yaptığı gibi) Halis Özkahya’nın anladığı gibi anlaşıldığını biliyoruz. Meireles’in söylediklerinden öğreniyoruz ki aynı hareket Portekiz’de, “Korkak herif” ya da “Benim gözümde sıfırsın” demek.
BEYNELMİLEL HATIR SORMA
Yumruk yapıp orta parmağı dikmenin artık anlamı herkesçe malum: Beynelmilel bir ‘hal hatır sorma’ işareti...
Daha az bilinen ve daha yöresel bir malumatsa şu: Doğu ve Uzakdoğu’da işaret parmağınızı kaldırarak ya da döndürerek birine seslenmek orta parmağınızı dikmekle aynı anlamda. Örneğin Filipinler’de yalnız köpeklere ‘hitaben’ yapılması uygun, aksi halde hakaretten hapis cezasına kadar yolu var. Adı üstünde işaret parmağınızı bir yeri göstermek için kullanmak da dünyanın birçok ülkesinde başınızı belaya sokmaz belki ama hayli kaba bir hareket olarak addedilir.
Bir de Türkiye’de en kibar ifadesiyle, “Bittin sen, bittin” ya da daha kibarı, “Görüşücez senle” demenin ‘elcesi’ olarak yumruk sıkılı halde işaret parmağı ileri geri sallanır. (Laf Fenerbahçe’den açıldığı için olsa gerek, Emre Belözoğlu geliyor aklıma).
Zafer ya da barış anlamına gelen ikili parmağı bilirsiniz. Ama bir İngiliz Uluslar Topluluğu ülkesindeyseniz ve avucunuz kazara dışa değil de içe dönükse başınız belada demektir. Çünkü, orta parmağınızı dikmekle aynı anlamdadır, hatta etki ve dolayısıyla iki kat fazla olabilir. Aynı ‘terslik’ Güney Avrupa, Baltıklar ve Orta Amerika’da metalci hareketi yaptığınızda da geçerli. Avucunuz size dönük olmasın, yanlış anlaşılır.
SALLAYALIM PARMAKLARI
Bir de meşhur kalkık baş parmak hareketi var. Çoğu yerde, mutakabat ya da beğeni anlamına gelir. Bir de otostopçular kullanır.
Ama, Ortadoğu, Rusya, Latin Amerika, Tayland, kısmen de İtalya ve Yunanistan’da hayra alamet değildir. Direkt ‘dokuz kusurlu hareket’e girer. Denir ki örneğin Sardunya’da otostop çekeyim derken bir kamyonun altında bulabilirsiniz kendinizi. Hele Ortadoğu’da beğeninizi abartıp iki başparmağınızı da kullanırsanız, cihatçılar yolunuzu kesebilir.
Türkiye’de genellikle iflah olmaz taraftarların maç öncesi, “Beş atıcaz abi, beş” yollu dileklerine eşik eden bir hareket vardır. Avuç içi gösterilip parmaklar gergin biçimde açılarak el ileri geri sallanır.
Takımınızın Yunanistan, Kıbrıs ve olursa Pakistan ya da Kuzey Afrika deplasmanlarında yapmayın. Zira, Antik Yunan’dan kalma bu hareket oralarda “Bok ye” manasındadır. Japonya’da biri size baş hariç diğer dört parmağını gözünüze sokacak biçimde sallıyorsa, kendinize “Nerede hata yaptım?” diye sorun. Neyse ki genellikle pek hazzetmedikleri Korelilerle Çinlilere müstahak görürler bu hareketi.
Yine bir Fenerbahçeli (Hay Allah!) futbolcuyu, Uruguaylı Diego Lugano’yu getirin gözünüzün önüne. Özelikle de hakemle diyalog halindeyken. Hani bizim, daha çok ‘Leziz’ ya da ‘Harika’ anlamında yaptığımız bir hareketi vardı Lugano’nun. Bizim hakemler o hareketin bazı Latin Amerika ülkelerindeki anlamını bilse Lugano top yüzü göremeyebilirdi Türkiye’de...
Hürriyet/Pazar – Erdal Güven