Cinayetler ve İlaçların Çatışması

Anti-depresanlar, modern bir korku filmine konu oldu.

LOS ANGELES - Güvenlik uyarısı: Bu ürünle ilişkilendirilen yan etkiler arasında ağız kuruluğu, mide bulantısı, baş ağrısı, anksiyete ve uykusuzluk vardır. Peki ya cinayet? Hollywood'da yaşayanların naneli şeker kadar yaygın kullanıldığı anti-depresanları yüksek bütçeli bir korku filmine dönüştürmesi an meselesiydi. Steven Soderbergh tarafından yönetilen "Side Effects" isimli film, Şubat ile Nisan arasında tüm dünyada gösterime girecek. Filmin oyuncuları arasında Rooney Mara, Jude Law, Channing Tatum ve Catherine Zeta-Jones bulunuyor.

Filmin gösterimine özgü yan etkiler var: 1989'daki çıkış filmi "Sex, Lies and Videotape"den bu yana alışılmadık ölçüde verimli bir yönetmen olan ve "Side Effects"in son filmi olacağı konusunda ısrar eden Soderbergh'in emekliliğini açıklaması. Kısa süre önce New York'tan telefonla görüştüğümüz Soderbergh, resme, yazarlığa, sahne çalışmalarına ve televizyon projelerine yöneleceğini söyledi. "Uzun süre boyunca başka bir şey yapmayacağım" diyor. Klasik bir korku filmi denemesi olan "Side Effects", depresyon ilacı kullanan milyonlarca kişinin aşina olduğu psikiyatri dünyasıyla iç içe. Zoloft, Prozac, Wellbutrin, Effexor... Bunların hepsinden filmde ismen bahsediliyor. Mara'nın canlandırdığı Emily Taylor, Tatum'un canlandırdığı kocasının şirket içinden bilgi sızdırdığı gerekçesiyle tutulduğu hapisten çıkmasını büyük bir sabırla bekliyor. Heyecanlı olmasına rağmen gergin ve depresyonda. Manhattanlı bir psikiyatri uzmanı olan Jude Law, onu Ablixa'yla tedavi ediyor. Bu, gerçek ilaçlara göre tasarlanmış, hayali bir ilaç. Ancak işler ters gidiyor. Tıpkı prospektüste belirtildiği gibi. New York Üniversitesi Langone Tıp Merkezi'nde ders veren ve "Side Effects"in yapımcılarından biri olan Psikiyatr Sasha Bardey, "Bu ilaçların yan etkilerini tecrübe eden insanların türlü şeyler yaptığını gördüm" diyor.

Filmin hikâyesi, Bardey'in New York'taki Bellevue Hastanesi hapishane koğuşunda ki deneyimlerine dayanıyor. Bardey, "Herkesin sorunlarına kolay bir çözüm bulmak istediği bir dünyada yaşıyoruz" diyor. Anti-epresanların yaygınlaşması, hastalarda görülen yan etkilerin kat kat artmasına neden oldu. Bu kişiler yalnızca on yıl önce, ilaç alabilecek kadar hasta bile sayılmıyordu. Tıp dünyasının "Side Effects"i nasıl karşılayacağı, doktorların ve diğerlerinin, tuzaklarla dolu senaryoya ne kadar dikkat edeceğine bağlı. Kısa süre önce New York'ta filmi izleyen bir sağlık çalışanı, sinirlenip tam sinemadan çıkarken filmin mesajını fark edip izlemeye devam etmiş. Bardey filmin imkânsız olmasa da pek muhtemel olmayan bir duruma odaklandığını söylüyor. Law'ın canlandırdığı karakter, hastasının karıştığı suç vakasında bilirkişi olarak görev yaparken hastayı tedavi etmeye devam ediyor. Ancak "Side Effects"i yazan Scott Z. Burns, "Fatal Attractions", "Basic Instinct" ve hatta daha eski filmler gibi provokatif filmleri çağrıştırmayı amaçlayan bir hikâyede, eğlencenin bir parçası olduğunu söylüyor. Burns, "Modern bir kara film yapmaya çalıştım" diyor. Soderbergh, depresyon ilaçlarıyla olan deneyiminin, bir beta-bloker olan Inderal'a kadar uzandığını söylüyor. Inderal'i konuşmalardan önce gerginliğini azaltması için bir yönetmen arkadaşının tavsiyesi üzerine kullanmış. "Mucizevî bir ilaçtır" diyor.

01.02.2013

The New York Times