Bazı uzmanlara göre yunuslar ve köpekler tedavide riskli.
Giderek artan sayıda psikoterapist, bilhassa duygusal, sosyal, hatta fiziksel sorunları olan çocukların tedavisinde terapi hayvanlarını kullanıyor. Bu tekniğin öncülerinden olan California Eyalet Politeknik Üniversitesi'nden Psikoterapist Profesör Aubrey H. Fine, bu tedavinin sonucunda elde ettiği başarıları "The Handbook on Animal Assisted Therapy" (Hayvan Destekli Terapi El Kitabı) adlı kitapta listeliyor. Fine'ın anlattığı vakalardan birinde 5 yaşındaki Diane yabancılardan korkuyla kaçıyor ve ailesi dışında kimseyle konuşmuyordu.
Puppy adlı eğitimli bir terapi köpeği sonunda çocuğun bu rahatsızlığını iyileştirdi. Diane, Puppy'yi mutlulukla okşarken, Fine köpeğe uzaklaşması işareti verdi. Bunun üzerine Diane üzülüp hayal kırıklığına uğradı. Fine ise ona yapması gereken tek şeyin "Puppy gel" diyerek köpeği çağırmak olduğunu söyledi. Çocuk kısık bir sesle, "Puppy gel, lütfen gel" diye seslendi. Fine kitabında bir başka sorunlu çocuğu anlatıyor. Çocuğa oynadığı ve bazı sakatlıkları olan terapi hayvanının, kötü muamele görerek ağır yaralandığı bir evden kurtarıldığını anlatmış. Çocuk da uğradığı fiziksel saldırıyı anlatmaya başlamıştı. Fine, "Çocukların içlerinde tuttukları düşünceleri terapiste açıklama ihtimali hayvan yanlarında olunca daha yüksek. Zira hayvan hemen yanlarında duruyor ve kendilerini ifade etmelerine yardımcı oluyor" diyor.
Uzmanlara göre hayvan destekli terapi alanında bilimsel araştırma eksikliği var. Bu yüzden tekniğin etkinliği, güvenli olup olmadığı ve kurallar oluşturma konusunda boşluk söz konusu. Maryland'deki Ulusal Çocuk Sağlığı ve İnsani Gelişim Enstitüsü'nden James A. Griffin, otistik çocukları tedavi etmek için yunusların kullanılması medyada hatırı sayılır bir yankı bulsa da, en az iki çalışmanın tekniğin yararına dair hiçbir kanıta ulaşmadığını söylüyor. Hatta bu yöntemin hayvanlar ve çocuklar için ciddi zarar verebileceği endişesi de var. Uluslararası İnsan-Hayvan Etkileşimi Örgütleri Birliği, üyelerinin hizmet ve terapi hayvanlarını bu iş için özel olarak eğitilen evcil türlerle sınırlı tuttuğunda ısrar ediyor.
Ayrıca hayvanlara eğitim veren Delta Topluluğu vahşi veya egzotik hayvanlara onay vermiyor. Evcil hayvan gıdası üreten önde gelen şirketlerden Mars, söz konusu yönteme daha sağlam bir bilimsel dayanak sağlamaya yardımcı olmak için Griffin'in müdür yardımcılığını yaptığı Ulusal Çocuk Sağlığı ve İnsani Gelişim Enstitüsü ile araştırma ortaklığı başlattı. Devam eden çalışmalardan bazıları şunlar:
Otizmli çocuklar üzerinde, ilaç tedavisinin ağır yan etkilerini içermeyen ata binme terapisinin etkileri.
Köpekler ve kedilerle yaşamanın çocuklar ve yetişkinler üzerindeki genel sağlık etkilerini ortaya koymayı amaçlayan kapsamlı bir çalışma.
Otistik çocuklarla birlikte çalışmak açısından en uygun kedilerin seçilmesine yardımcı olmayı amaçlayan çalışmalar. Griffin bilimsel olarak geçerli bir çalışma planlamanın zorluğunu kabul ediyor. "Bu sonu başından belirli bir çalışma olabiliyor. Örneğin bazı hastaların terapi köpeği olabiliyor" diyor. Ve terapi hayvanlarıyla çalışmanın zorluklarına da vurgu yapıyor: "Hayvan çok iyi eğitilmiş, güvenilir, itaatkar ve uygun mizaçta olmalı. Ve terapist onu nasıl kullanacağını bilmeli" diyor.
23.05.2011
Kaynak: Sabah – The New York Times