Eğitim - Öğretim ve Kültürde Başarılı Olmak İstiyor musunuz?

İdealhaber.com özel röportajında NLP Lideri Mustafa Kılınç ile; TEOG; YGS; LYS; ve değişen sınav sistemlerini konuştuk.

Konu ile alakalı NLP Lideri Mustafa Kılınç’a göre;

“TEOG, YGS, LYS” sınavlarının kaldırılması MUHTEŞEM OLDU…

NLP Lideri Kılınç; ülkemizde ailelerimiz maalesef çocuklarını hayatlarına değil de servetlerine ortak ediyorlar. Ülkemizdeki eğitim politikalarının ve yapılan sistem değişikliklerinin planlanmadan, yeterince üzerinde düşünülmeden yapıldığının altını çizen NLP Lideri Mustafa Kılınç şöyle diyor..

LİSE VE ÜNİVERSİTEYE YERLEŞMEDE KULLANILAN SINAV SİSTEMLERİ

“TEOG, YGS VE LYS”

TEOG, LYS, YGS sınavlarına bir hafta önce elveda dedik ama bu sistemleri ilk kez uygulamaya başladığımızda “Eğitimde Devrim” eğitimin elmas modellerini uygulamaya koyduk diye seviniyorduk. Peki ne oldu da bu devrim yaratan modellere şimdi elveda demek zorunda kaldık. Gerçekten “TEOG; LYS; YGS” sistemleri başarılı olamadı mı? Yoksa bizler bu sistemlere çok farklı algılar mı yükledik.

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞININ TESPİTİ YANLIŞ

Milli Eğitim Bakanı Sayın İsmet Yılmaz’ın dediği gibi yeni getirilen eski sistem öğrencilerin sınav stresini azaltmayacak. Tam tersine sınav kaygıları ve stres faktörü artacak. Tek oturum ile çoklu oturumlara yüklenen anlamların duyguları farklıdır.

Stres azalmayacak aksine artacaktır. Çünkü her şey bağlamına göre değişecek olup algı amacına hizmet edecektir.

SINAV KAYGISI YGS, LYS, TEOG SINAVLARININ KALDIRILMASIYLA ORTADAN KALKMADI DAHA ÇOK ARTTI!!!

Başarı ölçülebilen bir kavramdır. Ölçemediğiniz, üzerinde yeterince planlama yapmadığınız hiçbir şeyi geliştiremezsiniz. Teog sınavına aileler çocuklarını yarış atı konumuna getirip fazla anlam yüklediler. Çocuklardan daha çok aileler sınav kaygısı taşıyor. Ailedeki kaygı durumunun fazla olması çocuğun kaygısını artırmakla birlikte, yetersizlik ve kendine olan yaparım inancını olumsuz etkiliyor.

“YGS – LYS” sınavlarının aralarında 3-4 aylık sürelerin olması; sınavın farklı oturum ve haftalarda yapılması adaylar ve ailelerinin daha az stres ve kaygı yaşamasını sağlıyordu. Çünkü zaman ve eylemin yapılışı arasındaki “süreç” duygu yoğunluğunun azalmasını sağlar.

ESKİ SİSTEME DÖNÜŞ TEK OTURUMLU SINAVLAR

Delilik nedir biliyor musunuz? Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemeye delilik denir. Yeni getirilen sistemde aile ve öğrencilerin stres, kaygı, odaklanma, başarısız olma korkuları çok daha artacaktır. Çünkü yeni getirilen “eski” sistemde sınavlar arasında zaman yok. Bir hafta sonunda “işinizi” ve “eşinizi” belirleyecek süreci tamamlamış olacaksınız..

Öğrencilerin başarı için gösterecekleri “çaba ve kaygı” düzeyi yükselecektir. Bu süreci doğru yönetebilen çok çalışmak yerine akıllı çalışan, başarılı olmasını engelleyen kaygı, heyecan, odaklanma, stres, hedefsizlik, tutkusuzluk vb. gibi sorunlarından kurtulan kararlı öğrencilerin başarılı olacağı bir sistem olacaktır.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan; 2017—2018 akademik yılı açılışında söylediği maalesef,

“EĞİTİM – ÖĞRETİM VE KÜLTÜRDE ARZU ETTİĞİMİZ BAŞARI OLMADI”

Olmadı çünkü yapacağımız sistemler “doldurma üzerine” yapılıyor. Gerçekten düşünen, yaşam amaçları noktasında farkındalığı olmayan programlarla bu başarıyı yakalama şansımız yok. Gerçekten başarılı olmak istiyorsak;

Yapacağımız sistem değişikliklerini deneme yanılma yöntemiyle değil, gerçekten üzerinde düşünerek ve sonuçlarını görerek yapmalıyız.

Öğretmen ve öğrencilerimizin “bakış açısını” ve farkındalığını geliştirerek programları uygulamalıyız.

Öğretmenlerimiz ve öğrencilere “Beyin Kullanım Kılavuzunu” vermeliyiz. Kılavuzu kullanmalarını sağlamalıyız. Bu bir lüks değil, gerekliliktir.

Eğitimde şimdiye kadar olduğu gibi ezber ve doldurma metodu yerine; algılama, hissetme, içselleştirme ve düşünme “Prag Modellerini” kullanmalıyız.

Öğrencilerimizden “çok çalışmak” ve “başarı beklemek” muhteşem. Onlara “nasıl” başarılı olabileceklerinin yol haritalarını sunmalıyız.

“Kararlı ve Tutkulu” bireyler yetiştirmenin Duyusal Algı Programını öğretmen, aile ve öğrencilere sunmalıyız. Kurtuluşa başarıya giden yol burada saklıdır.

Eğitim – Öğretim ve Kültür de arzu ettiğimiz başarıya ulaşmak istiyorsak; düşünmeli ve eyleme geçmeliyiz. Sadece öz eleştiri yapmak, konuşmak ölü doğan eylemlerdir.

Bizim “gerçekten üzerinde düşünmeye, kararlı olmaya, inanmaya ve eyleme geçmeye ihtiyacımız vardır. Çünkü insanlar ancak;

“DÜŞÜNDÜĞÜ KADAR GÜÇLÜ, İNANDIĞI KADAR DEĞERLİDİR.”

Duyusal Algı ve Eylemlerimizi Programladığımız da (DAP) isteklerimiz gerçekliğimiz haline gelecektir.

“Bilmenizi isterim ki;

Memnuniyetsizlik, size bütün dünyanın kıskandığı bir hayatın kapılarını açar. Memnuniyetsizlikten sağlıklı bir şekilde faydalanın. Yeni amaçlar belirleyin ve eyleme geçin.”