En Etkilisi Başbakan

Siyasi Koç ve Yazar Mustafa Kılınç, seçim öncesi Siyasi Parti Liderlerinin davranış kalıplarını tek tek analiz etti.

Serpil Uygun – 30 Mayıs 2011

Türkiye’nin İlk ve Tek NLP Uzman Eğitimcisi, Siyasi Koç, Yazar ve NLP Uzmanları Dernek Başkanı Mustafa Kılınç Seçime doğru Siyasi Arenadaki iletişim yapısı ve Liderlerin davranış kalıplarını değerlendirdi. Türkiye’de İlk Kez “Siyasi koçluk” programını başlatan ve halen birçok siyasinin koçluğunu da yapan Mustafa Kılınç şöyle dedi:

12 Haziran seçimlerine yaklaştığımız şu günlerde Siyasi Arenadaki iletişim yapıları ve davranış kalıplarında göze çarpan bir fark yok. Özellikle muhalefet partileri açısından “Fark Yaratacak” insanları etkileyecek açıklama ve davranış kalıplarını göremiyoruz. Siyasi Liderlerin bilmesi gereken en önemli şey “İletişim çağında Neden iletişimsizlik sendromu yaşıyoruz?”
- Kim kime Ne iletiyor? Nasıl iletiyorsunuz?
- Herkes aynı şeyi söylemesine rağmen Neden bazıları halkı peşinden sürüklerken bazıları hayal kırıklıkları yaratıyor?

İnsanlar arasındaki “ön yargı” ve güvensizliği oluşturan, bunun pekişmesini sağlayan Davranış Kalıplarının altındaki yatan İNANÇ ne?

Bilmenizi isterim ki;
İNANÇLARIMIZ; OLAYLARIN OLUŞ ŞEKİLLERİNİ BELİRTMEKTEDİR. SADECE DÜŞÜNCE DEĞİLLER, “TALİMATTIRLAR.”
Seçime doğru giderken Liderlerin iletişim yapılarına bakıldığında;

Sn. Recep Tayyip Erdoğan: Sayın Recep Tayyip Erdoğan Proaktif bir yapıya sahip olup, hemen harekete geçme Meta programına sahiptir. Etkin olarak kullanmakta olduğu dil; insanları harekete geçiren görüntü, ses ve his bütünlüğünde kullandığında karşısındaki insanlara “güven” oluşturuyor. Etkin olarak kullanmakta olduğu iletişim kanalı sadece kelimelerle değil ses ve beden diliyle de bütünleştirebilen Sn. Recep Tayyip Erdoğan mesaj verme ve iz bırakmada oldukça başarılı sonuçlar alıyor.

İnsanları harekete geçiren ya da çeken inanç moleküllerini insanların kendi iletişim kanallarıyla bütünleştirdiğinizde harekete geçirebilirsiniz.

“Farkı Yaratan Her Zaman Farktır.”

Sn. Recep Tayyip Erdoğan’a baktığınızda;

KELİME GRUPLARI : İnsanların üç temsil sistemi olan görüntüleri/sesleri/ve hisleri kullandığını görebilirsiniz. İletişimde kullandığınız kelimelerin etkileme oranı % 7’dir.

SES TONU Olarak : Vereceği mesajın içeriğine, içinde bulunduğu duruma, konuştuğu kitleye göre değişim gösterebiliyor. Aynı ses tonuyla değil duygu ile bütünleşmiş Ses tonu etkisini bilinçli olarak kullanıyor.

BEDEN DİLİ Olarak : Bir Siyasi Koç olarak diyebilirim ki “Ismarlama Beden dili olmaz.” Buradaki Beden dili değerlendirmemde şu ana kadar klasik olarak beden dili kapsamında değildir. Çünkü bizler insanız ve insanlarda duygu gelmeden davranış gelmez. Siyasi Koçluk yaptığım hiçbir Siyasiye Klasik beden dili konusunda çalışma yapmadım. Bu çalışmalar sadece göstermeliktir. Etkin Beden Dili Kullanımın Formülü “DÜŞÜNCE+JEST+KELİME=KONUŞMADIR.” Duygu geldiğinde, düşünceyle uyumlu ya da uyumsuz Beden diliniz kendini sergiler.

Konuşma esnasında bilinçli olarak “Burun deliklerinizi”, Göz çevresindeki kasları ve kaşlarınızı yukarı – aşağıya indirip kaldırmayı ne zaman yapacağınızı mı takip edeceksiniz, yoksa mesaj mı vereceksiniz.

Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın Beden Dili kapsamında konuşma yaptığı kitleye göre; Meclis Grup toplantılarında farklı, açılış ve halka açık toplantılara farklı ve Bilinçli Bir Beden Dili kullandığı açıktır. Kürsüye bağımlı kaldığında farklı, kürsüden bağımsız konuştuğunda bile farklı Beden kalıbını kullanıyor. Etkin bir Beden Dili sunması için “KÜRSÜDEN BAĞIMSIZ” konuşmasının daha başarılı olacağını söylemek mümkün.

REFERANS NOKTASI : Proaktif Liderlik davranış kalıbına uygun olan Dışsal Referansa açık, ancak içsel referans merkezlidir.

HEDEF+MOTİVASYON+EYLEM Üçgeninde: Sonuç odaklı ve seçenekçi bir davranış kalıbının olduğunu görüyoruz. Kuralcı bir yapıya sahip değildir. Önemli olan “SONUÇLAR” çerçevesidir.

İLERLEMECİ : Bir Meta Programa sahiptir. Motivasyon kaynağı bir şeyleri yapmak, başarmak ve eylem üzerinedir. Kaçınmacı bir meta program yoktur.

BÜYÜK RESİM : Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın, iletişimlerinde gözlerinin hep yukarıya ya da karşıya doğru baktığını görebilirsiniz. Büyük resme odaklı bir meta programa sahiptir. Detayların içerisinde fazla boğulmaz, onun için detaylar sıkıcı gelir. Eğer detaylarla ilgilenecekse en fazla “3” detaya bakar. Önemli olan işin sonundaki Büyü Resimdir.


Sn. Kemal Kılıçdaroğlu: Sayın Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanlığına geldikten sonraki dönemde etkin bir muhalefet yapmaya odaklandı. Ama bu konuda istediği ivmeyi yakalayamadı.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu proaktif bir meta programa sahiptir. Etkin olarak kullanmakta olduğu dil “İşitsel” bir kanaldır. Hemen eyleme geçme noktasında içsel sesinin etkisi büyüktür.

Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’nun tam mesaj verme, ikna etme ve yönlendirmede, BİZ bilincini oluşturup sonuçlara ulaşması için kullanmakta olduğu işitsel iletişim kanalıyla birlikte, Görsel ve Dokunsal dilde de iletişim kurması gereklidir.
Çünkü çevremizdeki insanların dünyayı algılama, karşılıklı anlaşma uyumlu ya da uyumsuz olmasında Görsel-İşitsel ve Dokunsal dil kullanımı %110 etkili ve geçerlidir.

Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’na Baktığınızda;

KELİME GRUPLARI : İnsanların düşünürken, yazarken, okurken, dinlerken ve konuşurken kullanmakta olduğu Görsel, İşitsel ve Dokunsal kelime gruplarıdır. Sn. Kemal Kılıçdaroğlu Tam mesaj verirken, Muhalefet ederken insanları çok daha güçlü harekete geçirebilmek için “Görsel, İşitsel ve Dokunsal” dili etkin olarak kullanmalıdır.

SES TONU Olarak : Konuşmalarında her ne kadar sakin bir mesaj verme kalıbı olsa da içsel dünyasındaki “Ses” tam olarak rahat olmasına izin vermiyor. Bu çatışma bazen yüksek tonda, bazen de düşük tonda konuşma yapmasına neden oluyor. Her zaman ve her yerde konuşma hızı ve ses tonunu da bilinçli olarak değiştirmesi, “SESSİZLİĞİN” gücünü bilinçli olarak kullanması istediği sonuçları almasında etkili olacaktır.

BEDEN DİLİ Olarak : DÜŞÜNCE+JEST+KELİME=KONUŞMA Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarında bazen mesajlarıyla kelimelerin uyumsuzluğunu görüyoruz. Çok fazla eleştiren ve sürekli kesme hareketini kullanıyor. Sürekli işaret parmağı insanları gösteriyor. Bu kalıp kendi grubunuzda bile olsanız insanların size tam olarak güvenmelerine Bilinçaltı düzeyde izin vermez. Sürekli size parmak gösteren, sürekli elini yukarıdan aşağıya doğru çeken birini sevebilir misiniz?
Çok çatışmalı ve eleştiren muhalefet konuşmalarında ise sadece “Sol kaşının” tek taraflı olarak yukarıya kalktığını görürsünüz. İçsel dünyasındaki içsel sesin aktif olduğu anlar o anlardır. Kürsüden bağımsız olarak konuştuğunda daha etkili bir Beden dili kullandığını da söylemek mümkün.

REFERANS NOKTASI : Proaktif Liderlik kalıbına uygun olan Dışsal Referanslara açık bir yapıya sahip. İçsel kontrol merkezli olmasına rağmen Dış referanslardan etkilenir. Onun için yapılan konuşmalar, iç memnuniyet ve dış memnuniyet bakımından önemlidir. Bu nedenle iç ve dış fedakar bir kalıbı vardır. Kolay kolay renk vermemeye çalışır.

HEDEF+MOTİVASYON+EYLEM Üçgeni: Hedef+Eylem ve Motivasyon üçgeninde motivasyon sorunu yaşamaz. Sonuca gitmek için detaylar önemlidir. Fazla detaycı olması çok çalışmasına ve Acil işleri odaklanmasına neden olmaktadır. Seçeneklere açıktır.

İLERLEMECİ : Bir Meta programa sahiptir. İçsel dürtüleri ve dışsal kaynak noktaları iç memnuniyet ve dış memnuniyeti sağlamak için ilerleme dürtüsünü sürekli hareket halinde tutmaktadır.

BÜYÜK RESİM+KÜÇÜK RESİM: Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun iletişimlerinde gözlerinin sağ ve sol üst köşelerle, yukarıda olduğunu görürsünüz. Sonuçlarla birlikte detaylarında işleme alınması şablonu güçlüdür. Detaylarla fazlaca ilgilenmesi “önemli işlere” öncülük vermesini engeller.



Sayın Devlet Bahçeli: Sayın Devlet Bahçeli Proaktif bir Meta programına sahip olmasına rağmen etkin olarak “Reaktif” davranış kalıbını kullanmaktadır. “Bekleyelim görelim” şimdi hemen şimdi zamanı değil Sayın Devlet Bahçeli’nin Meta programıdır.

“Liderlik başkalarına görünmeyeni görebilme vizyonuna sahip olabilmek demektir.”

“Mustafa Kılınç”

Sayın Devlet Bahçeli’nin ikna etme, Tam mesaj verme ve harekete geçirme noktasında “Görsel ve İşitsel” dil kullandığını görüyoruz. İnsanları harekete geçiren dürtü kalıplarına yönelik olarak “Dokunsal” dilde kullanmalıdır. Üçünü bir araya getirdiğinde daha güçlü, daha başarılı ve daha sevgi (ilişki) odaklı olacaktır.

Sayın Devlet Bahçeli’ye Baktığınızda;
KELİME GRUBU : Etkin ikna, iletişim ve sonuç alma noktasında kullanmakta olduğu Görsel ve İşitsel dille birlikte “Dokunsal” dili de kullanmalıdır.

SES TONU Olarak : Sayın Devlet Bahçeli’nin tüm konuşmalarında son derece “Yüksek ve Öfkeli” bir ses tonlaması kullandığını görüyoruz. Zaman zaman yüksek, zaman zamanda yumuşak ve sessizliğin gücüyle bütünleştirilmiş bir ses tonu kullanması çok daha etkili olacaktır.

BEDEN DİLİ Olarak : DÜŞÜNCE+JEST+KELİME=KONUŞMA Sayın Devlet Bahçeli’nin sürekli yüksek tonda konuşmasıyla uyumlu bir beden dili vardır. Sürekli işaret parmağı ve kollarının sürekli olarak yukarıdan aşağıya doğru hareket ettirilmesi hakimdir.

Mesajlarında genelde kürsüye bağımlı kalması ve yazılı metinlerden yararlanması insanlarla tam etkileşimli iletişim kurmasını engellemektedir.

REFERANS NOKTASI: Reaktif Meta programına uygun davranış kalıbı sergileyen Sayın Devlet Bahçeli’nin İçsel Referansı etkilidir. Dışsal Referans kaynaklarının bir etkisi yoktur.

HEDEF+MOTİVASYON+EYLEM Üçgeninde: Bireysel olarak belirlenmiş olduğu hedeflere ulaşması noktasında motivasyon sorunu yaşamaz. Sonuca odaklı olup eyleme geçme noktasında Reaktif Meta programının etkisinde kalır. Hemen eyleme geçmek yerine, bekleyelim göreli kalıbını kullanmaktadır.

BÜYÜK RESİM+KÜÇÜK RESİM: Küçük resimlerden büyük resimlere doğru hareket etme davranış kalıbına sahiptir. Konuşmalarında gözlerinin karşıya ve sol yan tarafa doğru gittiğini görebilirsiniz.

Hedefe giden yolda “Küçük Resimlerden” ziyade Büyük Resme odaklanması çok daha güçlü ve başarılı olmasını sağlayacaktır.

30 Mayıs 2011

Haber: Sabah Ankara - Serpil Uygun