Hayvanlar alemindeki erkek bireylerin birbirlerine karşı saldırganlığı iyi bilinir. Bu, dişilerin saldırgan olmadığı anlamına gelmez. Ancak birçok türde erkekler arası kavgalar daha yaygın. Meyve sinekleri buna bir örnektir. California Teknoloji Enstitüsü'nden sinirbilimci David J. Anderson, "Erkekler dişi lerden daha saldırgan" diyor. Dr. Anderson çok temel davranışların köklü evrimsel nedenlerini anlamak amacıyla, laboratuvarında sinekler için bir tür dövüş kulübü kurdu. Dr. Anderson, Kenta Asahina ve bir grup meslektaşı yakın zamanda, sadece erkek meyve sineklerinin beyinlerinde bulunan ve saldırganlığı kontrol eden bir gen ile küçük bir nöron grubu tespit etti. Memelilerde de bulunan bu gen, bazı memeli türlerinde ve muhtemelen insanl a rda sa ldı rganl ıkl a ilişkilendiriliyor. Cell dergisinin Ocak sayısına konu olan keşif, sineklerdeki saldırganlığı tamamen açıklayamıyor. Bazı saldırgan davranışlar kaçınılmaz şekilde yiyecek ve çiftleşmeyle ilişkilidir. Oysa araştırmacıların bulduğu mekanizmada bunlar yok. Ama bu keşif beynin yapısı ile kimyasının nasıl ortak çalıştığına dair çarpıcı bir bulgu. Bu titiz keşif süreci, modern beyin araştırmaları ve nöronların davranışları nasıl yönettiğini anlamak isteyen bilim insanlarının neler yapması gerektiği hakkında ufak bir fikir veriyor. Howard Hughes Tıp Enstitüsü'nden Ulrike Heberlein, "Araştırmacılar çok sayıda deney yapmış" diyor. Dr. Anderson araştırmanın şu hipotezle başladığını söylüyor: Beyindeki bir tür hormon olan nöropeptidler, hem beslenme ve çiftleşme gibi temel davranışlarda hem de saldırganlığı denetleme konusunda rol oynar. Ekip hangi nöropeptidlerin önemli olduğunu bulmak için, genleri değiştirilmiş farklı meyve sineği gruplarını inceledi. Tüm sinekler, yaklaşık 26 santigratlık sıcaklıkta belli nöronların aktif olmasını sağlayan bir kimyasal dönüşüm geçirecek şekilde değiştirilmişti. Her sinek grubunun nöronları farklıydı. Araştırmacılar, saldırgan davranışların düzeyini belirlemek için video kayıtları ile analiz yazılımından yararlandı. "Öne atılma" ve "güreşme" gibi klasik sinek kavgası hamleleri kaydedildi. Yaklaşık 40 sineği inceleyen araştırmacılar, nöronların faaliyetini artırmak ve hangi sineklerin daha saldırgan olduğunu belirlemek için sıcaklığı yükseltti. İnceledikleri nöronları floresan yeşili yaparak anatomilerini ve yerlerini görünür kılan başka bir teknik de kullanan araştırmacılar, araştırmalarını "taşikinin" adlı nöropeptidi üreten nöronlara yoğunlaştırdı. Erkek ve dişi sineklerin beyinleri karşılaştırılınca, sadece erkek sineklerde bulunan ve taşikinin üreten birkaç nöron bulundu. Araştırmacı lar bu nöronları susturunca, saldırganlığı azaltabildi. Taşikinin çok ilginç bir bulgu; çünkü memelilerde birkaç farklı taşikinin türü var. Bunlardan biri de "P" adlı madde. Kemirgenlerde saldırganlıkla ilişkili olan P, insanlarda saldırganlıkla muhtemel bir bağlantısı olan şüphe uyandırıcı birtakım roller oynuyor. Memelilerle olan benzerlik anlamlıydı. Araştırmacılar sayıları ancak üçü bulan ve saldırganlığı artıran bir grup nöronu belirlemişti. Sadece erkeklerde bulunan bu birkaç nöron, erkekler birbiriyle kavga ederken aktif hale geliyordu. Araştırmacılar daha fazla genetik ayarlama yaparak taşikinin genlerini kaldırdı veya yenilerini ekledi. Böylece nöronlar bu kimyasalı daha çok veya daha az üretti. Yeterli taşikinin üretildiğinde, sineklerdeki saldırganlığın arttığı veya azaldığı görüldü. Sonuçta araştırmacılar, erkek ve dişi sineklerdeki önemli bir davranışsal farklılığın kaynağının beyin olduğunu açıkça ortaya koydu. Sineklerin davranışlarını kontrol edebilme yeteneği, kanıt zincirindeki önemli bir halkaydı. Rockefeller Üniversitesi'nden Cori Bargmann, bu araştırma alanının beynin nasıl çalıştığını anlamak açısından gittikçe önem kazandığını söylüyor. Bargmann "Sinirbilimde yaşanan asıl değişim bu. Araştırmalar sinir sisteminin faaliyetlerini kontrol etmeye yöneliyor" diyor. Bunun insanlar için ne ifade ettiği belirsiz. Ama insanlar ile sinekler arasındaki benzerlikler in sanılandan daha çok olduğu belli. Dr. Anderson "Meyve sineklerindeki saldırganlığı araştırmak aslında bize, saldırganlığı kontrol eden moleküllerle ilgili bazı bilgiler verebilir" diyor.
JAMES GORMAN