Nobel ödüllü nöro-bilim uzmanı Doktor Eric R. Kandel, 82 yaşında olmasına rağmen yeni fikirler üretmekten vazgeçmiyor. Bu sene şizofreni tedavisine yönelik yeni bir ilacı ortaya çıkaracağına inandığı bir proje üzerinde çalışıyor. Bu ay yeni kitabı "The Age of Insight: The Quest to Understand the Unconscious in Art, Mind and Brain, From Vienna 1900 to the Present", Random House tarafından piyasaya çıkarılacak. Yeni kitabını da ele aldığımız röportajımız, Kandel'in doğum yeri olan Viyana ile ilgili anılarıyla başlıyor.
S. Naziler Viyana'ya girdiğinde kaç yaşındaydınız?
C. 8 yaşındaydım. O an hayatlarımızın tehlikede olduğunu gördük. Yahudi olmayan dostlarımız ve komşularımız tarafından terk edilmiştik. Sonra, 9 Kasım 1938'de, yağmalanan evimizden kapı dışarı edildik. Kaçmamız gerektiğini biliyorduk. Neyse ki annem önceden ABD vizesine başvurmuştu. Bir yıldan uzun bir süre boyunca Viyana'da korku içinde göçmenlik kotası dâhilinde bize verilen numaranın gelmesini bekledik. Sıramız geldiğinde ağabeyim Ludwig ve ben tek başımıza Atlantik'i geçtik. Anne babamız daha sonra geldi. Yol boyunca hiç korkmamış olmam olağanüstü bir şeydi
.
S. 1950'lerde Harvard'da okurken, psikanalize merak saldınız. Bunun Viyana geçmişinizle bir alakası var mıydı?
C. Psikanaliz, akademi dünyasını kasıp kavuruyordu ve zihinle ilgili araştırmalarda egemen olmuş bir kuramdı. Çok sevdiğim için seçmedim.
S. Biraz da hafızanın biyolojisiyle ilgili size Nobel getiren araştırmalarınızdan bahsedelim.
C. 1950'lerin sonunda ben ve meslektaşım Alden Spencer, hipokampustaki bir sinir hücresinin diğer hücrelerle iletişime geçerken yaydığı sinyalleri kaydettiğimizde, çok önemli bir bulguyla karşılaştık. Ama bu ne yazık ki hafızayla ilgili bir bilgi vermiyordu. Bu yüzden basit bir hayvan olan Aplysia'nın (çok büyük bir sinir hücresi olan bir salyangoz cinsi) sinir sistemini inceledik. Salyangozun refleksleri öğrenme yoluyla değiştirilebiliyordu ve öğrenme, sinir hücrelerinin iletişim kurma şeklinde değişikliklere yol açıyordu. Sonuç olarak kısa süreli hafızanın sinirler arasındaki bağlantılarda geçici değişikliklere neden olduğunu keşfettik. Anatomik bir değişim olmuyor. Uzun süreli hafıza yeni sinapsis bağlantılarının oluşmasından kaynaklanan kalıcı değişiklikler gerektiriyor.
S. Bu sizi şaşırttı mı?
C. Evet. Beynin deneyimler aracılığıyla değişebildiğini fark ediyorsunuz. Bu size doğanın ve yaşam koşullarının nasıl etkileşime girdiğine dair farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Bunlar birbirinden ayrı süreçler değil.
S. Nöro-psikiyatri ilerledikçe, yeni olanaklar ortaya çıkıyor. Örneğin kötü anıları silme üzerine çalışan insanlar var. Bunu onaylıyor musunuz?
C. Hafızayı geliştirmeyle ilgili bir itirazım yok. Ama anıları silmek çok daha karmaşık. Sonuçta hepimiz tecrübelerimizin bir parçasıyız. Viyana'da yaşadıklarımın hafızamdan silinmesini ister miydim? Hayır! Çok korkunç bir tecrübeydi. Ama beni şekillendirdi.
26.03.2012
The New York Times