Kısa süreli stres (sınav stresi gibi) odaklanmayı, dikkati arttırırken, kronik stres dikkati ve konsantasyonu bozarak bellek kusurlarına sebep oluyor. Bu nedenle stresle mücadele yöntemlerini öğrenilmeli ve gerekirse profesyonel yardım alınmalı.
Düzenli egzersiz, hücresel yenilenme ve oksijenlenmeyi artırıyor. Bunun için açık havada haftada 4 gün 40 dakikalık yürüyüş yeterli.
Kitap okumak yeni hobi edinmek (müzik aleti çalmak, yabancı dil öğrenmek vb.) beynin yedek zihinsel kapasite oluşturarak beyin hücreleri arsındaki bağlantıları artırdığı için faydalı oluyor.
Akdeniz tipi beslenme, yani zeytinyağı, balık ve sebze ağırlıklı beslenmek antioksidan etkisiyle zararlı oksijen radikallerini beyinden uzaklaştırıyor ve damar sağlığımızı koruyor. Bu da zihinsel fonksiyonları olumlu yönde etkiliyor.
Arkadaşlarınızla vakit geçirin
Antioksidandan zengin, badem, ceviz, fındık, kuru üzüm, sebzeler, böğürtlen, yaban mersini, somon, sardalye, üzüm suyu, kepekli pirinç ve sıcak kakao tüketilmesi öneriliyor.
Sosyal hayata katılım, arkadaş-akraba çevresinden kopmadan sürülen bir yaşam, kişilerde zihinsel performansı artırıyor. Harvard School of Public Health tarafından yapılan bir araştırmada sosyal olarak aktif olanların, hafıza zayıflamasını en yavaş yaşayan kişiler olduğunu ortaya koymuş.
Yap-boz, bulmaca, sudoku gibi beyin çalıştıran şeyler yapın, satranç oynayın.
Yaptığınız şey her neyse, ona odaklanın. Biriyle tanışmak da buna dahildir. Biri size birini tanıştırırken aklınızda başka şeyler varsa ismini kısa sürede unutursunuz.
Uyuduğunuz süre içinde aklınız, gün içinde öğrendiğiniz şeyleri organize eder ve dosyalar. Siz uyumadıkça gün boyunca yaptığınız şeyler uzun süreli hafızanıza yerleştirilmez. Uyuduğunuzda yeni bilgilerinizi pekiştirir, gelecek yeni bilgiler için de yer açarsınız.
İngiliz psikolog Jackie Andrade’in yaptığı araştırmaya göre karalamak da hafızayı geliştiriyor. Andrade, çalışmasında katılımcıları sıkıcı bir konferansa götürüyor ve anlatılanları hatırlamak zorunda olmadıklarını söylüyor. Bir gruba konferans sırasında not almasını söylerken diğer gruptan böyle bir şey istemiyor. Konferansın sonuna geldiklerinde katılımcılara konferans ile ilgili şeylersorulmuş. Karalama yapanlar yapmayanlara göre daha çok şey hatırlamış.
Dağınıklık ve hafıza arasındaki ilişki araştırıldığında etrafta daha çok eşya olmasının beyni daha çok zorladığı ortaya çıkmış. Eğer bir şeyleri aramak için konsantrasyonunuzu bozmanız gerekiyorsa bitirmeniz gereken işe de odaklanmanız zor oluyor. Bu da hafızayı etkiliyor. Kısacası dağınık yerler yerine derli toplu yerleri tercih edin.
Rutini kırmak en iyi beyin egzersizlerindendir. Bazı bilgiler, alışkanlıklar beyninde iyice yer etmiştir. Beyni yenilemek için bu bilgileri arada sırada karıştırmak gerekebilir. Gözünüz kapalı ezbere yaptığınız bazı şeyleri değiştirin. Mesela eve farklı yollardan gidin, farklı tarzlarda kitap okuyun, yemeği diğer elinizle yiyin.
Sigara da hafızaya zarar verenler arasında. Northumbria Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada yaşları 18-25 arasında değişen 69 öğrenciye daha sonra hatırlamaları için bir liste verilmiş. Hiç sigara içmemiş olanlar listenin yüzde 81’ini hatırlarken haftada yaklaşık 60 sigara içenler yüzde 59’unu hatırlamış.
Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre doğada yürüyüş yapanlar hafıza testlerinde sokakta yürüyüş yapanlara göre yüzde 20 daha iyi sonuç almış.
Beş duyu organınızı kullanın. Koklayın, dokunun, tadın, dinleyin ve görün. Bir şeyi hatırlamak için ne kadar çok duyunuzu kullanırsanız o kadar iyi hatırlarsınız. Tanıştığınız kişilerin isimlerini hatırlamakta zorlanıyorsanız tanışma anında kişinin adını tekrar ederken gözlerinin içine bakın, ardından da el sıkışın. Böylece 3 duyunuzu devreye sokmuş olursunuz.
Eğer hatırlamanız gereken önemli bir şey varsa herhangi bir kapıdan geçmeden bir yere not alın. Hepimizin başına gelmiştir, içerideki odaya bir şey almaya gideriz ama gidince o odaya niye geldiğimizi unuturuz. Kapı aralığı etkisi ya da giriş etkisi olarak bilinen bu duruma göre fiziksel olarak bir kapıdan geçmek bazı şeyleri unutmamıza neden oluyor. Indiana Notre Dame Üniversitesi’nden Gabriel Radwanski, kapıdan girmenin veya çıkmanın düşünme sürecinin önünde bir engel teşkil ettiğini, düşünülen şeyin kapıdan geçerken arşive kaldırıldığını ve bu nedenle kişinin odaya girme nedenini hatırlayamamış olabileceğini belirtiyor.
Sakız çiğneyin.
Yumruk sıkma hareketi, doğru yapıldığında bilgileri hatırlama kabiliyetinin kuvvetlendirir. Sağ elinizi kullanıyorsanız bir şeyi hatırlamakta zorlandığınızda stres topunu sağ elinizle sıkarsanız size faydası olabilir.
Önünüzdeki yarım saat içinde hatırlamanız gereken şeyler varsa bunları tekrarlarken sakız çiğneyin. Sakız çiğnemek konsantrasyon sağladığı için kısa süreli hafızada etkili olabiliyor.
Müziği çalışmaya başlamadan önce dinleyin. Birçok kişi çalışırken müzik dinlemeyi sever. Bir şeyi okumaya başlamadan veya hatırlamaya çalışmadan önce müzik dinlemek faydalı oluyor. Fakat çalışmaya geçtiğiniz zaman müzik dinlemeyi bırakmanız gerekiyor. Araştırmacılar kısık da olsa çalışırken müzik dinlemenin dikkati dağıtacağını ve bu esnada yapılan, öğrenilen şeylerin hafızada daha az kaldığını söylüyor. Çalınan şarkıları sevmeniz ya da sevmemeniz bir şey değiştirmiyor. Müziğin bu etkisi birinin çalışırken tepenizde dikilip bağıra çağıra sayı sayması gibi bir etki yaratıyor. Çalışırken müzik dinlemeyi seven biriyseniz başta sessiz ortam size garip gelebilir ama uzun vadede işe yarıyor.
Beyin gücü artırılabilir mi Eğer biri size “beyin gücü sonradan da artabiliyor mu?” diye sorarsa ona gönül rahatlığıyla “evet artabilir” diyebilirsiniz. Küçük ama önemli bazı ayrıntılara dikkat edebilirsek beynimizin gücünü korumak artırmak da mümkün olabiliyor. Bilimsel olarak da doğrulandığı üzere, yaşlandıkça daha güçlü bir beyne sahip olmak bile bizim elimizde. Peki, bu önemli avantaj nasıl yakalanacak? Daha doğrusu bu iş nasıl başarılacak? Bence ilk iş stresten kaçınmak olmalı. Stres beynin işlevsel fonksiyonlarını en çok etkileyen olumsuzlukların başında geliyor. Tek cümle ile “beyne zarar veriyor!” Çünkü stres esnasında salgılanan hormonların tümü sinir hücrelerimiz, yani nöronlar için de son derece toksik maddeler. Kafa travmalarından korunmak da stresten korunma kadar önemli, en az onun kadar mühim bir faktör. Beyni olumsuz etkileyen toksik maddeler sadece vücudumuzda üretilmiyor, çevremizden gelen ve beynimizin canına okuyabilen toksik maddeler de var. Bunlara “nörotoksinler” diyoruz ve bunların en başında alüminyum geliyor. Alüminyum içeren tencereler, tavalar, kaşık, çatal ve benzeri mutfak malzemeleri, alüminyum folyolar, alüminyum eklenmiş terleme önleyici hijyenik ürünler deodorantlar, alüminyum deposu asit giderici mide hapları, alüminyumdan zengin içme suları, kemiğinizi güçlendirmek önerisiyle size sunulan kalsiyumdan zengin kemik tozları bedeninizi alüminyum çöplüğü haline getiren en önemli kaynaklar. Bunlardan uzak durmak lazım. UYKU VE RUHSAL GEVŞEMEYİ İHMAL ETMEYİN Sağlıklı ve güçlü bir beyin için iyi bir gece uykusu çok ama çok önemli. Yeterli uyku beyni sadece dinlendirmiyor, adeta tamir ediyor. Tamir etmekle de kalmıyor, daha güçlü ve kuvvetli bir yapıya dönüştürüyor. Yeni bir çalışma kaliteli uykunun sinir kılıflarını oluşturan miyelinin yapısını güçlendirdiğini net ve açık bir şekilde ortaya koydu. Ayrıca gündüz uykuları da (şekerlemeler/siesta) beyne ilaç gibi geliyor. Dinlenmekle tatil yapmak, gevşeyip detokslanmak, zamana karşı yarışmayı bir yana bırakıp “işi oluruna bıraktığınız boş zamanlar yaratmak” da beyni güçlendiren olumlu bir faktör. Ama bu tür dinlenmeleri çok fazla uzatmanızı da istemem. Çünkü doğadaki her şey gibi beyin de “işledikçe ışıldıyor!” Vitesi boşa alınmış bir beyin boşa alınma süresi uzadıkça azıcık aptallaşıyor, eski performansını kaybediyor. YENİ HOBİLER EDİNİN Zaten bu nedenle de daha güçlü bir beyin için ona daha çok iş yüklemek oldukça önemli bir nokta. Ama iş yüklerken dikkat etmeli, fazla da bunaltmamalı, keyif alacağı işlere ağırlık vermelisiniz. Bunun için yeni bir dil öğrenebilir, resim yapmak, bir müzik aleti çalmak gibi yeni bir hobi edinebilir, bulmaca çözmeye, akılcı kâğıt oyunları oynamaya, matematikle uğraşmaya, yeni meraklar edinip çözümler aramaya daha fazla zaman ayırabilirsiniz. Örnekleri daha da çoğaltmak mümkün. Daha çok sinema, tiyatro, daha çok yeni insanla tanışma, daha sık sosyalleşme, daha sık gezip tozma, yeni hayatlar, yeni yaşamlar görüp öğrenme de bu grupta yer alabilir. NÖRONLARINIZI İYİ BESLEYİN Tabiî ki listeye iyi beslenmeyi de eklemeyi ihmal etmemeniz gerekiyor. Beslenme modeliniz ne kadar çok omega3, demir, B vitamini, E vitamini, antioksidan madde içerirse beyniniz o oranda güç kazanıyor. Çay, balık, ceviz, ketentohumu, yeşil yapraklı sebzeler, özellikle semizotu hiç unutulmaması gereken beyin dostu besinler olarak gösteriliyor. Egzersizin de önemli bir beyin dostu olduğunu lütfen hep hatırlayın. Özellikle aerobik egzersizlerin beyin için neredeyse ilaç kadar önemli olduklarını aklınızdan hiç çıkarmayın. Kalp krizinden sonra cinsel ilişkiye ne zaman izin var Kalp krizi geçirenlerin tereddütte kaldıkları önemli konulardan biri de budur. Genel olarak otuz