“KÜÇÜK TURGUT”
Özal, Erdal İnönü'ye kızmış ve Erdal Bey'e muhatap olarak "küçük Turgut'u" işaret etmişti.
Gerçi Özal'ın torununun adı Turgut'tu ama... Espri "yakışıksızdı."
Zaten Özal da "fark etti... Çark etti... İnönü'nün gönlünü aldı."
İşte o dönemde muhalefet milletvekili Cüneyt Canver de tartışmaya katıldı:
- Küçük Turgut'u en iyi Semra Hanım bilir... Muhatabının o olması gerekir.
Cüneyt Canver "kabına sığmayan" bir siyasetçiydi.
Turgut Bey Çankaya'ya çıkıp da, Semra Hanım'ın ANAP Genel Başkan adaylığı gündeme gelince...
Canver demişti ki:
- Olsun olsun... Hatta... Semra Hanım Başbakan olsun... Cumhurbaşkanı ile Başbakan'ın haftalık olağan görüşmeleri yatakta yapılır.
İkisi de rahmet istedi... Daha sonra Özal ile Canver "can ciğer kuzu sarması"
“İSİMSİZ”
Olayın "kahramanları" hayatta... İsim vermeyelim.
Bakan'ın biri... ANAP'ın "liberal kanadından" bir isim...
Muhafazakâr bir ANAP'lının "Bakanlığı" gündeme gelince... Dedi ki:
- O Bakan olsun ben de "şeyimi" keserim.
Sonuç... Başbakan Özal "o Bakanı, Bakanlıktan aldı."
"Muhafazakâr milletvekili" ise... Bir süre sonra "Bakan yapıldı."
İsim vermeyelim dedik ama... "Yarısını" söyleyelim... Muhafazakâr milletvekili "dostumuz Mehmet Keçeciler'di."