Belki bir çift, belki de sadece sıcağın keyfini çıkarmak isteyen iki erkek olan halka kuyruklu lemurlar, şezlongdaymışçasına geriye doğru eğilip yan yana oturuyor. Beyaz karınları açıkta, dizleri ayrık, bacakları Madagaskar güneşinin her damlasını yakalamak için açı lmış. Resmi tamamlamak için tek ihtiyaç duydukları şey puroları. Bu duruşun mükemmel bir evrimsel açıklaması var.
Bilim adamları bir hayvanın temel vücut ısısını nasıl koruduğunu betimlerken, "davranışsal ısı ayarlaması" terimini kullanır. Ancak hayvan davranışı uzmanı Jonathan Balcombe'un, hayvanlarda haz duygusunu inceleyen hayat dolu kitabı "Nuh'un Mutlu Gemisi"nde belirttiği gibi, hayvanlar aynı zamanda açıkça keyif çatar. Kitap dünyanın her yerinden fotoğrafçıların çektiği şaşırtıcı, komik, dokunaklı ve iç açıcı resimleri sergiliyor.
Dr. Balcombe'un eseri hayvanlarda hazzı kapsamlı olarak incelediği gibi, bizi her satırında eğlendiriyor. Dr. Balcombe hayvanların haz aldığı görüşünü desteklemek için üç temel tez sunuyor. İlk olarak haz, uyum sağlama yetisini destekliyor. Tıpkı "hayvanları evrim yarışı açısından iyi olmayan hasar veya ölüm benzeri tehlikelere atan davranışlardan caydıran acı" gibi haz da, "doğanın hayatta kalma şansını ve üreme verimini artırma yöntemi." İkincisi, hazzın en az bir hayvan türünde var olduğunu kesinlikle biliyoruz: insan.
Dr. Balcombe'un iddiasına göre, hayvanlar "insanların erişemediği türden hazları yaşıyor olabilir". Üçüncü tez basitçe, hayvanlarda haz alacak donanım olduğunu belirtiyor. Tüm hayvanların acıyı hissettiğini biliyorsak, neden haz da almasınlar? Seks insanlar için bazı üreme dışı yönleri olan bir haz. Bunun hayvanlar dünyasında da geçerli olduğunu belirten Dr. Balcombe, çeşitli örnekler veriyor. Bunlardan en müstehcen olanı, "birbirlerinin cinsel organını ağzına alarak kucaklaşan" erkek denizayıları.
Hayvanlar kesinlikle hazza benzeyen ve evrimsel açıdan belirgin anlamı olmayan çok çeşitli davranışlar sergiler. Hepimiz tehlikeli şekilde yere doğru dalıp son anda yükselen martı veya karga görmüşüzdür. Dr. Balcombe, "Bu davranışın hayatta kalmakla ilgili belli bir işlevi yoktur. Bu da bana, onların bunu hava dalışı yapan bir insan gibi sadece süratin heyecanı için yapıp yapmadığını düşündürüyor" diye yazıyor. Dr. Balcombe'un bazen insanlarla çok fazla benzerlik kuran varsayımlar oluşturduğu görülüyor. Bir yavru balık kartalının resmi hakkında düşünen Dr. Balcombe, "Sanırım kuşun duyguları, 'yüksek bir yerden atlayan' bir insanınkine benzer; hem heyecan hem de dehşet veren bir duygu" diyor.
Sonuçta bir hayvanın haz alma yeteneğinin, hayvan haklarının değerlendirilmesinde güçlü bir etken olduğunu iddia eden Dr. Balcombe, "Bir varlığın saygı ve şefkati hak edip etmediğini asıl belirleyen şey, duyarlılık. Ahlak bilimindeki temel değer, hazları ve özellikle acıyı hissetmek" diyor. Dr. Balcombe'un inandırıcı tezlerini okuduktan sonra, hayvanların haz almadığını söylem zor.
01/08/2011
Sabah / The New York Times