Nelerin sağlığa yararlı olduğuna dair sürekli çelişkili tavsiyeler içeren haberler yayınlanır: "Tuzu azaltın/Tuzdan korkmayın", "Prostat kanseri için erkenden testler yaptırın/ Testleri boş verin". Yeni bir araştırma, ABD'de yılda 700 bin kez yapılan ve tahminen 4 milyar dolara mal olan bir ameliyatın yırtılmış bir menisküs (dizleri koruyan ve sabitleyen kıkırdak) için sahte ameliyattan daha faydalı olmadığını gösteriyor. New England Journal of Medicine'de yayımlanan araştırma, Finlandiya'da tümüne artroskopi kesiği açılan ama bazıları ameliyat olmayan denekler üzerinde gerçekleştirildi. Bir yıl sonra, her iki gruptaki hastaların çoğu kendilerini daha iyi hissettiğini söyledi. Washington DC'deki George Washington Üniversitesi'nde ders de veren ortopedi cerrahı Doktor Kenneth Fine, Times'a "Diz ağrısı çeken 100 kişiye bakınca, çoğunda menisküs yırtığı olduğunu görürsünüz. Onlara 'Madde 1, ağrıya menisküs yırtığının neden olduğundan emin değilim. Madde 2, öyle bile olsa ameliyatın işe yarayacağından emin değilim' derim" diyor. Fine "Bu bana, insanları soğuk algınlığı için antibiyotik almanın işe yaramadığı konusunda eğitme çabalarını anımsatıyor. Ameliyat için (elbette maddi açıdan) büyük baskı yapılıyor. Ama aynı zamanda, pratisyen doktor diz ağrısından yakınan hastaları bana göndermeye devam ettikçe ve ben ameliyat yapmadıkça, o doktor bana hasta göndermeyi bırakır" diyor. ABD'nin sanayileşmiş ülkelerin hepsinden daha fazla sağlık harcaması yapmasına rağmen Amerikalıların daha sağlıklı olmamasının bir nedeni de bu zihniyet. Ayrıca Amerikalılar besin takviyelerine yılda 30 milyar dolara yakın para harcıyor ve yetişkinlerin yarısı her gün vitamin hapı alıyor. Annals of Internal Medicine dergisinde çıkan bir başyazıda beş doktor, besin takviyeleri alanlara şu tavsiyeyi verdi: "Paranızı boşa harcamayın". Doktorlara göre sağlıklı kişilerin vitamin ve mineral hapları almasının yararlı olduğuna dair hiçbir kanıt yok. Başyazıda, "Buradan çıkan mesaj basit. Besin takviyelerinin çoğu, kronik hastalıkları veya ölümü önlemiyor. Kullanımlarını haklı çıkaracak gerekçelerden yoksun olan bu takviyelerden uzak durulmalı" denildi. Jennifer Berman, daha "moda olmadan önce" sağlıklı gıdalara düşkün olduğunu yazdı. Berman'ın yemekleri karalâhana suyu ve brokoli, karnabahar, lahana, Brüksel lahanası ve göbeksiz lahana gibi kanserle savaşan sebzelerle doluymuş. Yirmi yıl önce bu adet moda haline gelip de kendisini eleştiren arkadaşları ondan tavsiye istemeye başlayınca, Berman ileri görüşlülüğü nedeniyle biraz memnuniyet duymuş. Bu durum, doktora gidip de 40 yaşından büyük kadınlarda yaygın olan tiroit yetmezliği çektiğini öğrenene dek devam etmiş. Kaçınması gereken besinlerin listesine bakınca en başta karalâhananın olduğunu, ardından düzenli tükettiği turpgillere özgü sebzelerin geldiğini görmüş. Mısır gevreği ve çilekli badem yağının üstüne serperek yediği, bolca Omega 3 içeren keten tohumlarına ek olarak şunlar da yasaktı: badem, çilek, soya, yer fıstığı, mısır, turp, şalgam ve ıspanak. Dişçiye gittiğinde ikinci darbe gelmiş. Beş çürük bulan dişçi, her gün şekerleme ve gazoz tüketip tüketmediğini sormuş. Berman "Alınıp öfkelenerek 'Hayır' dedim. Şeker tüketmiyorum ve sadece taze sebze suyu içiyorum. Tabi ki artık karalâhana yok, ama havuç ve kereviz yememe hâlâ izin var. Bir de limonlu arıtılmış su" diye yazdı. Berman'ın dişçisi meyve ve sebzelerdeki doğal şekerin diş çürüğüne yol açtığını ve limonun C vitamini ile kanseri önleyici maddeler açısından zengin olmasına rağmen dişlerini koruyan mine tabakasını aşındırdığını söylemiş. Dişçi "Çikolatayı ve kolayı bıraksan iyi olur" demiş.
TOM BRADY