Yaşlı bir adamın bacaklarında fazla
ağrı vardı. O yüzden pek yerinden kalkmak istemiyordu. Gününü artık pencerenin yanındaki koltukta geçiriyordu.
Bir gün torunu onu ziyarete gelmişti.
Torun, öğretmeninden çok memnun değildi ve onu anlatırken pek mutsuz görünüyordu.
Dedesinin aklına kendi okul zamanı gelmişti: Çok sevdiği bir öğretmeni vardı zamanında. O öğretmen çok farklıydı. Dede kendi öğretmenini anlatırken, birden yüz ifadesi değişti, o acı dolu yüz birden yumuşadı, canlı ve hayat dolu bir görüntü aldı.
Ansızın herkesin gözü önünde koltuğundan kalktı, öğretmenin hareketlerini taklid etmeye başladı. Kollarını havaya kaldırdı ve öğretmeni gibi hayali bir tahtanın önünde yüksek sesle bir konu anlatmaya başladı. Sağdan sola, soldan sağa tahtasının önünde adeta zıplıyordu, şekilden şekile giriyordu. Mutluluğu yüzünden okunuyordu...
O günden sonra asla bir daha o koltuğa oturmadı....
Herşeyin asıl sihri, doğru zamanda, doğru ruh haline girmekte yatıyor...
Sevgiyle kalın...!