“Harika bir ilişkimiz var, hiç kavga etmiyoruz” diye düşünüyor olabilirsiniz. Eğer bir araya geldiğinizde herkes kendi dünyasında ise, gününüzün nasıl geçtiği hakkında sohbet etmiyorsanız, televizyon veya elinizdeki tablet ya da telefon başrolde ise tehlike çanları çalmaya başlamış demektir.
İnanın bana tecrübe ile sabittir; tutkulu aşklarda tartışmalar kaçınılmazdır. Karşılıklı paylaşım arttıkça da fikir ayrılıklarının doğması çok doğaldır.
Eşiniz ya da sevdiğinizle aranızdaki problemleri çözmek yerine sorunları görmezlikten gelip kendi dünyanıza yöneliyorsanız ayrılığın temellerini atmaya başlamışsınız demektir.
Zamanla aynı evin içinde 2 yabancı haline geldiğinizde ortada tartışmayı ve çözmeyi gerektirecek bir sorun dahi olmadığı için ayrılık kaçınılmaz olur.
Ne yapmalı?
Sağlıklı bir ilişkide eşler birbirlerinin düşüncelerini, davranışlarını önemser ama yapılanlara karşı tepkisiz kalmaz. Tepkisiz kalmak zamanla umursamazlığa ve iletişim kopukluğuna yol açar.
Tabii ki tepki sergilenirken kavgacı ve hırçın bir tutum sergilemek yerine yapıcı olmak en iyisidir.
Özellikle kadın okurlarım için altını çizmek isterim ki; eşinizin ya da sevdiğinizin davranışlarının sizin üzerinizdeki duygusal etkilerinden bahsedin, sizinle empati kurmasını sağlayın. Görün sorun nasıl çözülecek. Onun hareketlerinin sizin üzerinizdeki etkisini anlatmanız, aslında onu ne kadar önemsediğinizi gösterir ve sizin dünyanızdaki yerinin büyüklüğünü sergiler.
Duygular ifade edilirken de genellemelerden kaçınılmalıdır. “Hep böyle yapıyorsun” veya “Sen zaten her zaman böylesin” diyerek konu çözümsüz bir noktaya da getirilmemelidir.
Elbette bir konu tartışılırken geçmişten ve yapılan diğer hatalardan bahsetmek çok az fayda sağlayacağı gibi, karşı taraf için ne yaparsa yapsın bir şeylerin değiştirilemeyeceği izlenimi yaratır. Bunun yerine ilk tanıştığınızda bu şekilde olmadığını hatırlatın ve aşık olduğunuz kişiyi geri getirebileceğini gösterin.