California Stanford Üniversitesinden bir profesör, dünyanın farklı yerlerinden 160 bin öğrenciyi yapay zekâ konusu üzerinde ücretsiz internet eğitim için toplayarak, yüksek eğitimde bir devrim başlattı gibi gözükse de iki yıl sonra elde edilen ilk sonuçlar, hayal kırıklığı yaratıyor ve okul derslerinin interneti en iyi nasıl kullanacağı konusuna yeni bir bakış geliştirmeye zorluyor. Pennsylvania Üniversitesi Yüksek Lisans Birimi, milyonlarca katılımcısı olan ve MOOC olarak da bilinen "büyük ölçekli online açık öğretim" programına üzerine bir araştırmada bu eğitim programına kayıtlı olanların yarısının tek bir ders bile görüntülemediğini ve yalnızca yüzde 4'ünün programı tamamladığını tespit etti. MOOC'a ilişkin beklentilerin çoğu, yüksek öğrenim noktasında pek az imkân sunabilen fakir ülkelerdeki öğrencilere eğitim sözü vermek üzerinde odaklanıyor. Pennsylvania Üniversitesi'nden geçtiğimiz ay çıkan bir diğer anket ise, üniversitenin MOOC programını seçen öğrencilerin yaklaşık yüzde 80'inin z aten b ir şekilde diploması olan öğrenciler olduğunu ortaya koydu. Belki de en çok bilinen ve tercih edilen, San Jose Devlet Üniversitesindeki MOOC fiyaskoyla sonuçlandı. Kurucu ortağının Stanford'lu yapay zeka profesörü Sebast ian Thrun'un olduğu Udacity şirketi ile San Jose Devlet Üniversitesi, okul dersleri için uygun fiyatlı üç internet giriş dersi sağlamak için birlikte çalıştı. Ücretsiz olmasına rağmen MOOC programlarını tamamlama oranından mutsuz olan Thrun, öğrencilerin dersleri iyi takip edebilmeleri için online hocalar tuttu.Silikon Vadisinin tam merkezindeki üniversite de aynı şekilde online eğitimdeki liderliğini göstermeyi ve daha fazla öğrenciye ulaşmayı umdu. Ancak yaklaşık 100 kişiden oluşan pilot dersler başarısız oldu. Udacity hocalarına ulaşabilmelerine rağmen online eğitim öğrencileri, dersleri kampusta alan öğrencilere kıyasla geçen sömestr daha kötü sonuçlar çıkardı. Bu program Temmuz'da askıya alındı, ne zaman ve nasıl başlayacağı, hatta başlayıp başlamayacağı belirsiz. Ne San Jose Devlet Üniversitesi dekanı, ne de başkanı telefonlara cevap verdi, sözcüler ise üniversitenin bu konuda yorum yapmadığını söyledi. Bazı MOOC öncüleri, farklı bir model üzerinde çalışıyor: bir profesörün dağıttığı içerikten ziyade, öğrenciler arasında iletişim ve bağlantılar kurmayı amaçlayan "iletişimci MOOC". Online eğitimin, profesörlere duyulan ihtiyacı ortadan kaldıracağı ve dolayısıyla onlara sağlanan kaynağın kesileceğinden kaygı lanan Colorado Devlet Üniversitesi profesörü Jonathan Rees, "Bu, 'MOOC öldü, çok yaşa MOOC' anlamına geliyor" diyor. "Başlarda herkes MOOC'ların tamamen internetten olacağından bahsediyordu ancak, arada internet ile örgün arası diyebileceğimiz pek çok uygulama görüyoruz ve ben bile bunun akla uygunluğunu görüyorum" diye ekliyor. Fast Company dergisinin kendisini, okul derslerinden uzaklaşıp şirketlerle işbirliği yaparak ücret mukabilinde meslek içi eğitime yönelen biri olarak tasvir etmesinden sonra Thrun, MOOC programlarını yeniden düşünme noktasında bir sembol haline geldi. Çoğu eğitimci Thrun'un bu hareketini, internette eğitimin yüksek eğitimi demokratikleştireceği fikrinin mağlup olduğunun ve girişim sermayesinden kaynak alan bir şirket olan Udacity'nin, yetersiz hizmet alan öğrencilere eğitim sağlamaktan çok elde edeceği kâr ile ilgilendiğinin onayı olarak değerlendirdi. Thrun, San Jose Üniversitesi ile birlikte yazılımı modernize etmek için çalıştığını ve böylece sonraki öğrencilerin detaylıca ders çalışmak için daha fazla vakitlerinin olacağını söylüyor. MOOC programları üzerinde araştırma yapmak için Bill & Melinda Gates Fonundan ödenek alan MOOC öncüsü George Siemens, tüm bu yaşananların doğal sürecin bir parçası olduğunu söylüyor. "Artık reklam aşamasından uygulama aşamasına geçiyoruz. Okullar, internetin üniversiteyi nasıl değiştirebileceğini kavramaya başlıyor." Siemens, "Bir sonraki mesele, yaratıcılığı ayarlamak ve 100 bin kişilik bir sınıfta bile her bir öğrenciye kişisel tecrübe sağlayacak uyarlanabilir öğrenimin yolunu bulmak olacak" diyor.