KAÇINILMAZ ÜÇ GERÇEK

Hangi inanç ve düşünme programına sahip olursak olalım kaçınılmaz üç gerçekliğiniz vardır. Bunlardan asla ve asla kaçamazsınız. Aslında Hangi inanç ve düşünme programına sahip olursak olalım kaçınılmaz üç gerçekliğiniz vardır. Bunlardan asla ve asla kaçamazsınız. Aslında yapmanız gereken şey bu üçlüden kaçmak yerine onların yönetimini elinize almaktır.

-Düşüncelerimiz bizim tarafımızdan seçiliyor.

-Duygularımız bizim düşüncelerimiz sonucunda oluşuyor.

-Davranışlarımız bizim duygularımız sonucunda ortaya çıkıyor.

Tüm bu gerçekliği yaratan şey “BİZİZ.” Her şey bize bağlı ve bizim kontrolümüzde. İşte bu hiçbirimizin kaçamayacağı gerçekliktir. Öyleyse yaşam parolamız;

“HER ŞEY YOLUNDA HER ŞEY BENİM KONTROLÜMDE” öyle değil mi?

Hayatınızı değiştirmenin anahtarı, gerçek gücün düşüncede değil, sizde yani, düşüncenin kaynağında olduğunu görmektir. Aksi halde, düşünceleriniz sizi yönetiyor demektir.

Başarısızlıklarınızın ne kadarı gerçekçi olmayan beklentilerinizden kaynaklanıyor? İçsel diyaloglarınızın arkasında yatan mantıkdışı inançlar özdeğer duygunuzu nasıl etkiliyor?

İnançlarımız kendimizi, başkalarını ve olayları nasıl algıladığımızı belirler. Bu inançlar düşüncelerimizi-duygularımızı-davranışlarımızı etkiler. Düşüncelerimiz duygu ve davranışlarımızı etkiler, düşüncelerimizi yönlendiren şey inançlarımızdır.

Düşünceler gelip geçicidir. (Günde aklımızdan ortalama 60 ile 80 bin düşünce geçer.) Düşüncelerimizi kontrol eden varsayımlarımızdır. İnançlarımızı sorgulayarak daha yapıcı ve pozitif bir düşünce biçimi seçebiliriz. Seçim bizim.

Bir insanın hayatının her alanına, ilişkilerine, evine, maddi durumuna, işine, sağlığına, baktığımızda her şeyin düşünceleri tarafından belirlendiğini , davranışlarının da bu düşüncelerden kaynaklandığını görürüz. Her anlamda tatmin edici bir yaşam sürmenin sırrı, düşüncelerimizi yönetmektir.

Düşüncelerimizi değiştirerek kendimizi daha mutlu hissedebileceğimizi biliyoruz çünkü artık tamamen bilinçli bir şekilde kendimizi neden kötü hissettiğimizi gözlemleyebiliyor, mantıkdışı/negatif düşüncelerimizi sorgulayabiliyoruz.

-Bir insanın bir durumdan dolayı kendisini iyi veya kötü hissetmesinin sebebi insanlar ya da olaylar değildir.

-O duyguyu uyandıran şey düşüncelerimizdir.

Hepimiz farklı bakış açılarına sahibiz, bu temel özelliklerimizden biri. İnançlarımız ve düşüncelerimizin büyük bir bölümü geçmiş deneyimlerimizle şekillenir. Bu yüzden her şey algılar üzerine kuruludur. Bir kişi, olay ve duruma ait algılarımız, bir başkasının algısından farklı olabilir.

Gerçeklik diye bir şey yoktur, yalnızca algılarımız vardır. Algılarımızla kendi gerçekliğimizi kendimiz yaratırız.

Hangi inanç ve düşünme programına sahip olursak olalım kaçınılmaz üç gerçekliğiniz vardır. Bunlardan asla ve asla kaçamazsınız. Aslında yapmanız gereken şey bu üçlüden kaçmak yerine onların yönetimini elinize almaktır.

-Düşüncelerimiz bizim tarafımızdan seçiliyor.

-Duygularımız bizim düşüncelerimiz sonucunda oluşuyor.

-Davranışlarımız bizim duygularımız sonucunda ortaya çıkıyor.

Tüm bu gerçekliği yaratan şey “BİZİZ.” Her şey bize bağlı ve bizim kontrolümüzde. İşte bu hiçbirimizin kaçamayacağı gerçekliktir. Öyleyse yaşam parolamız;

“HER ŞEY YOLUNDA HER ŞEY BENİM KONTROLÜMDE” öyle değil mi?

Hayatınızı değiştirmenin anahtarı, gerçek gücün düşüncede değil, sizde yani, düşüncenin kaynağında olduğunu görmektir. Aksi halde, düşünceleriniz sizi yönetiyor demektir.

Başarısızlıklarınızın ne kadarı gerçekçi olmayan beklentilerinizden kaynaklanıyor? İçsel diyaloglarınızın arkasında yatan mantıkdışı inançlar özdeğer duygunuzu nasıl etkiliyor?

İnançlarımız kendimizi, başkalarını ve olayları nasıl algıladığımızı belirler. Bu inançlar düşüncelerimizi-duygularımızı-davranışlarımızı etkiler. Düşüncelerimiz duygu ve davranışlarımızı etkiler, düşüncelerimizi yönlendiren şey inançlarımızdır.

Düşünceler gelip geçicidir. (Günde aklımızdan ortalama 60 ile 80 bin düşünce geçer.) Düşüncelerimizi kontrol eden varsayımlarımızdır. İnançlarımızı sorgulayarak daha yapıcı ve pozitif bir düşünce biçimi seçebiliriz. Seçim bizim.

Bir insanın hayatının her alanına, ilişkilerine, evine, maddi durumuna, işine, sağlığına, baktığımızda her şeyin düşünceleri tarafından belirlendiğini , davranışlarının da bu düşüncelerden kaynaklandığını görürüz. Her anlamda tatmin edici bir yaşam sürmenin sırrı, düşüncelerimizi yönetmektir.

Düşüncelerimizi değiştirerek kendimizi daha mutlu hissedebileceğimizi biliyoruz çünkü artık tamamen bilinçli bir şekilde kendimizi neden kötü hissettiğimizi gözlemleyebiliyor, mantıkdışı/negatif düşüncelerimizi sorgulayabiliyoruz.

-Bir insanın bir durumdan dolayı kendisini iyi veya kötü hissetmesinin sebebi insanlar ya da olaylar değildir.

-O duyguyu uyandıran şey düşüncelerimizdir.

Hepimiz farklı bakış açılarına sahibiz, bu temel özelliklerimizden biri. İnançlarımız ve düşüncelerimizin büyük bir bölümü geçmiş deneyimlerimizle şekillenir. Bu yüzden her şey algılar üzerine kuruludur. Bir kişi, olay ve duruma ait algılarımız, bir başkasının algısından farklı olabilir.

Gerçeklik diye bir şey yoktur, yalnızca algılarımız vardır. Algılarımızla kendi gerçekliğimizi kendimiz yaratırız.

gereken şey bu üçlüden kaçmak yerine onların yönetimini elinize almaktır.

-Düşüncelerimiz bizim tarafımızdan seçiliyor.

-Duygularımız bizim düşüncelerimiz sonucunda oluşuyor.

-Davranışlarımız bizim duygularımız sonucunda ortaya çıkıyor.

Tüm bu gerçekliği yaratan şey “BİZİZ.” Her şey bize bağlı ve bizim kontrolümüzde. İşte bu hiçbirimizin kaçamayacağı gerçekliktir. Öyleyse yaşam parolamız;

“HER ŞEY YOLUNDA HER ŞEY BENİM KONTROLÜMDE” öyle değil mi?

Hayatınızı değiştirmenin anahtarı, gerçek gücün düşüncede değil, sizde yani, düşüncenin kaynağında olduğunu görmektir. Aksi halde, düşünceleriniz sizi yönetiyor demektir.

Başarısızlıklarınızın ne kadarı gerçekçi olmayan beklentilerinizden kaynaklanıyor? İçsel diyaloglarınızın arkasında yatan mantıkdışı inançlar özdeğer duygunuzu nasıl etkiliyor?

İnançlarımız kendimizi, başkalarını ve olayları nasıl algıladığımızı belirler. Bu inançlar düşüncelerimizi-duygularımızı-davranışlarımızı etkiler. Düşüncelerimiz duygu ve davranışlarımızı etkiler, düşüncelerimizi yönlendiren şey inançlarımızdır.

Düşünceler gelip geçicidir. (Günde aklımızdan ortalama 60 ile 80 bin düşünce geçer.) Düşüncelerimizi kontrol eden varsayımlarımızdır. İnançlarımızı sorgulayarak daha yapıcı ve pozitif bir düşünce biçimi seçebiliriz. Seçim bizim.

Bir insanın hayatının her alanına, ilişkilerine, evine, maddi durumuna, işine, sağlığına, baktığımızda her şeyin düşünceleri tarafından belirlendiğini , davranışlarının da bu düşüncelerden kaynaklandığını görürüz. Her anlamda tatmin edici bir yaşam sürmenin sırrı, düşüncelerimizi yönetmektir.

Düşüncelerimizi değiştirerek kendimizi daha mutlu hissedebileceğimizi biliyoruz çünkü artık tamamen bilinçli bir şekilde kendimizi neden kötü hissettiğimizi gözlemleyebiliyor, mantıkdışı/negatif düşüncelerimizi sorgulayabiliyoruz.

-Bir insanın bir durumdan dolayı kendisini iyi veya kötü hissetmesinin sebebi insanlar ya da olaylar değildir.

-O duyguyu uyandıran şey düşüncelerimizdir.

Hepimiz farklı bakış açılarına sahibiz, bu temel özelliklerimizden biri. İnançlarımız ve düşüncelerimizin büyük bir bölümü geçmiş deneyimlerimizle şekillenir. Bu yüzden her şey algılar üzerine kuruludur. Bir kişi, olay ve duruma ait algılarımız, bir başkasının algısından farklı olabilir.

Gerçeklik diye bir şey yoktur, yalnızca algılarımız vardır. Algılarımızla kendi gerçekliğimizi kendimiz yaratırız.

Hangi inanç ve düşünme programına sahip olursak olalım kaçınılmaz üç gerçekliğiniz vardır. Bunlardan asla ve asla kaçamazsınız. Aslında yapmanız gereken şey bu üçlüden kaçmak yerine onların yönetimini elinize almaktır.

-Düşüncelerimiz bizim tarafımızdan seçiliyor.

-Duygularımız bizim düşüncelerimiz sonucunda oluşuyor.

-Davranışlarımız bizim duygularımız sonucunda ortaya çıkıyor.

Tüm bu gerçekliği yaratan şey “BİZİZ.” Her şey bize bağlı ve bizim kontrolümüzde. İşte bu hiçbirimizin kaçamayacağı gerçekliktir. Öyleyse yaşam parolamız;

“HER ŞEY YOLUNDA HER ŞEY BENİM KONTROLÜMDE” öyle değil mi?

Hayatınızı değiştirmenin anahtarı, gerçek gücün düşüncede değil, sizde yani, düşüncenin kaynağında olduğunu görmektir. Aksi halde, düşünceleriniz sizi yönetiyor demektir.

Başarısızlıklarınızın ne kadarı gerçekçi olmayan beklentilerinizden kaynaklanıyor? İçsel diyaloglarınızın arkasında yatan mantıkdışı inançlar özdeğer duygunuzu nasıl etkiliyor?

İnançlarımız kendimizi, başkalarını ve olayları nasıl algıladığımızı belirler. Bu inançlar düşüncelerimizi-duygularımızı-davranışlarımızı etkiler. Düşüncelerimiz duygu ve davranışlarımızı etkiler, düşüncelerimizi yönlendiren şey inançlarımızdır.

Düşünceler gelip geçicidir. (Günde aklımızdan ortalama 60 ile 80 bin düşünce geçer.) Düşüncelerimizi kontrol eden varsayımlarımızdır. İnançlarımızı sorgulayarak daha yapıcı ve pozitif bir düşünce biçimi seçebiliriz. Seçim bizim.

Bir insanın hayatının her alanına, ilişkilerine, evine, maddi durumuna, işine, sağlığına, baktığımızda her şeyin düşünceleri tarafından belirlendiğini , davranışlarının da bu düşüncelerden kaynaklandığını görürüz. Her anlamda tatmin edici bir yaşam sürmenin sırrı, düşüncelerimizi yönetmektir.

Düşüncelerimizi değiştirerek kendimizi daha mutlu hissedebileceğimizi biliyoruz çünkü artık tamamen bilinçli bir şekilde kendimizi neden kötü hissettiğimizi gözlemleyebiliyor, mantıkdışı/negatif düşüncelerimizi sorgulayabiliyoruz.

-Bir insanın bir durumdan dolayı kendisini iyi veya kötü hissetmesinin sebebi insanlar ya da olaylar değildir.

-O duyguyu uyandıran şey düşüncelerimizdir.

Hepimiz farklı bakış açılarına sahibiz, bu temel özelliklerimizden biri. İnançlarımız ve düşüncelerimizin büyük bir bölümü geçmiş deneyimlerimizle şekillenir. Bu yüzden her şey algılar üzerine kuruludur. Bir kişi, olay ve duruma ait algılarımız, bir başkasının algısından farklı olabilir.

Gerçeklik diye bir şey yoktur, yalnızca algılarımız vardır. Algılarımızla kendi gerçekliğimizi kendimiz yaratırız.