“Her gün yaşanarak benimsenen inançlar,
benliğinizin bir parçası olur.”
“Mustafa Kılınç”
Bu bölümde sizlere inançları ve inançlarımızın gücünü sunacağım. Farkında bile olmadığımız bugüne kadar değişiminin mümkün olduğunu düşünmeye bile korktuğumuz “inanç”larımızın Duyusal Algı Programlama teknikleriyle nasıl değiştirebileceğini göreceksiniz.
Sahip olunan her inancın olumlu ya da olumsuz olsun hiç fark etmez bir formatı, bir kalıbı vardır. Eğer bu format bilinirse inançları değiştirmek, güçlendirmek ya da bir başka inançla yer değiştirmek mümkün olabilmektedir. NLP, gücünü burada gösterir. Değişim zordur ve uzun zaman alabilir. NLP teknolojileriyle inançları değiştirmek kolay ve hızlıdır. Ne demek istediğimizi bir örnekle açıklayalım.
Doğru kabul ettiğiniz bir inanç düşünün. Örneğin insanlar yardımseverdir. İnsanların yardımsever olduğunu nerden biliyorsunuz? Düşünürseniz, bir takım resimler, sesler ve hisler belirli bir oranda ve karışımda zihninize canlanmaya başlayacaktır. Zihnimizde insanların hep iyi olduğunu ve birbirlerine iyi niyetle yardım ettiğini görüntüleyecek, duyacak ve hissedeceksiniz. Çünkü geçmiş deneyimlerinizde bunları yaşamış olabilirsiniz. Kim bilir kimler size yardım etti ve siz de onlara yardım ettiniz! Dolayısıyla bu düşünce ve eylemlerinizi güçlendirecektir. Şimdi olumsuz herhangi bir inanç düşünün. Örneğin, kadınsanız erkeklerin, erkekseniz kadınların güvenilir olmadığını düşünün. Aynı şekilde daha önceki yaşadığımız deneyler ışığında ilişkilerimiz aklımıza görüntü, ses ve hislerin bir dizini olarak gelecek ve bizler sonunda karşı cinsin güvenilir olmadığına dair inancımızı pekiştirmiş olacağız. Dolayısıyla inandığımız her inanç sistemi NLP literatüründe alt sistem olarak adlandırılan bir takım kaynaklara ( resim, ses, his) sahiptir. Kaynakların yapısı, sırası ve dizini değişirse, inançlar da o oranda değişecektir. Geçmişinizi düşünün. İnançlarınızda ne tür değişiklik oldu? Nelere inanıyordunuz şimdi nelere inanıyorsunuz? Bunlar değişim delillerimizdir.
Bununla birlikte inançlarımızın şekillenmesinde bir tür dış kabuller büyük rol oynar. Örneğin; tıraş olmak, makyaj yapmak genç çocuklar için birer büyüme göstergesidir. Keza sigara içmek yine gençler için bir büyüme ve olgunlaşma göstergesidir. Toplumumuzda askere gitmek ise aynı şekilde bir olgudur. Askerliğini yapmış erkek olgundur ve yetişmiş kabul edilir. Hapishaneleri düşünün ve içeride yatmış insanlar bir başka anlamla değerlendirilir. Bazı yörelerimizde kan davasında alınan öç ise ayrı bir önem taşır. Daha önce dediğimiz gibi inançların şekillenmesinde inançların doğruluğu ve gerçekliği pek önemli değildir. Çoğunlukla insanlar neye inanıyor ve kabul ediyorsa doğrular da ( gerçekler değil) o yönde gelişmeye eğilim göstermektedir. Biliyoruz ki toplumsal yaşamımızda en zor unsur ise insanların inanç ve değerler sistemini değiştirerek düşünsel bazda (mantalite) değişim yapmasıdır. İnsanoğlu Rönesans’ a kadar, uzun yıllar ve çabalar harcadığı göz önüne alınırsa bireysel baz da değil, ama toplumsal bazda değişim için oldukça enerjiye, güce ve zamana ihtiyaç duyar. İnanç değişiminde değişimin zorluğunun bir yönü de başlangıcı ve sonu bilinmeyen bir hayatta neye, kime ve hangi değerlere göre değişim göstereceğidir.
Kaynakların yapısı ve dizini değişirse inançları da o oranda değişecektir.
İnançlar insanın kendisi ve çevresiyle ilgili olarak olup biten her şeyle ilgili kanaatleridir. İnançlar, insanın etrafındaki bir dünyaya bir anlam verebilmek için oluşturduğu içsel temsilleri yöneten kurallar olarak tanımlanmaktadır. Sahip olduğunuz değerler inançlarınızı etkiler. İnançların değerler üzerinde daha fazla etkiye sahip olduğunu söylemek doğru olacaktır.
İnançları yetiştirilme tarzı, önemli insanların modellenmesi, geçmişe ait anılar ve tekrarlanan deneyimler yönlendirir.
İnançların kaynağı ne olursa olsun
etkisi ya kişiyi güçlendirecek ya da engelleyecek niteliktedir.
Öncelikle insanların, hangi inançlarının güç kazandırıcı, hangi inançlarının da güç kaybettirici olduklarını bilmesi gerekir.