Cemal Süreya okuyordum yine, Sevda Sözleri'ni...
Cemal Süreya okunmalı yine. Hep okunmalı yenilen diye. Derde deva diye.
Şu iki satırda kaldım saatlerce.
"Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem
Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı"
İyi değilim birkaç gündür. Kahvaltım yok. Olsa da yok. Boğazımdan geçecek yer yok.
Yine demiş diyeceğini Cemal Süreya. Öyle ya, kahvaltının mutlulukla ilgisi çok.
Güne başlamanın heyecanı yoksa kızarmış ekmeğin, beyaz peynirin, zeytinin, domatesin anlamı yok.
Gün sana küsmüşse, gece ciğerini söküyorsa, elin kolun bağlanmışsa, gözünün feri kaçmışsa kahvaltı yok.
Pazarların kahvaltıları vardır ya hani. Aileler buluşur, sevgililer sevgililiklerini kutlar, dostlar birbirine güler, iki ince belli çayda insan iyi ki varım der, kendini sever, kızdığı, yorulduğu hayatını sever.
Öğle ve akşam yemeklerini insan herkesle yer belki ama kahvaltı önce kalpten sonra boğazdan geçer.
Diyeceğim burada biter. Kahvaltınız bol olsun.