KENDİNİZ VE DÜNYANIZ

Siz, ben ve çevremizdeki herkes sistemler dünyasında yaşayan bir sistem olduğunuzu biliyor musunuz? Her düşüncenin duygular, diğer düşünceler, beden hareketleri, dış dünyaya ait diğer hareketler ve belki başka birçok şey üzerinde etkisi vardır. Her insan birbiriyle ilişkili sistemlerin bir araya gelmesinden meydana gelir. Her insan dış dünyadaki birçok sistemin bir parçasıdır. Bunun için daha sistematik bir perspektiften, dünyanıza farklı açılardan bakmanın keyfini yaşamak ister misiniz?

İstediğiniz şeyi gerçekleştirmekte göstereceğiniz başarının en kritik değişkeni sizsiniz. İstediğiniz hücumu gerçekleştirebilmeniz için kendi dışınızdaki, dışsal olayların size uygun olmaları gerektiğini varsaymak kolaydır. Fakat gerçekte dışınızda gelişen her şey uygun bile olsa ancak doğru ruh halindeyseniz onlardan faydalanma imkânınız olacak.

Benzin deponuz boşken yola çıkmışsanız ve eğer benzin deponuzda çok az benzin varken yola çıkmışsınız yolda kalabilirsiniz. Yatırım birçok seviyede ve birçok şekilde olabilir. Aşağıdaki şekillerde kendi kendinize ne kadar yatırım yaptığınızı düşünün.
-Kendinize ayırdığınız zaman
-Dinlenme
-Hediyeler ve zevkleriniz
-Eğlence
-Serbest aktiviteler
-Hoşlandığınız bir şeyleri yapmak
-Kendinizi iyi hissetmenize sebep olan insanlarla birlikte olmak
-Kendinizi sevmek
-Size has özelliklerinizi takdir etmek
-Hayatınızı zenginleştirecek, yeteneklerinizi ve fırsatlarınızı artıracak şekilde kendiniz için para harcamak
-İhtiyaçlarınıza özen göstermek

Çoğumuz diğer insanlarla olduğu kadar kendimizle de dostluk kurmamız gerektiğini düşünmeyiz. Dostluğun olduğu yerde daha fazla etkili olursunuz.  Bu diğer insanlar söz konusu olduğu zaman doğru olduğu kadar kendiniz için de doğrudur. Bu yüzden, eğer kendinize daha etkili yardım etmek istiyorsanız bu yaklaşımı kendiniz için de kurmaya ihtiyacınız var demektir.
Kendinizle dostça ilişkiler kurmanız aynen başka birisiyle dostluk kurmak gibidir. Bu da itinalı bir dikkat ve derin bir seviyede, samimi bir saygı gerektirir. Genellikle birçok insan öz saygılarını yıpratacak şekilde davranır. Örneğin, bazen sadece belli bir davranışları konusunda eleştirel olmak yerine kendileri hakkında bir bütün olarak kötü bir izlenime kapılırlar.

Birisi, bir başkasıyla dostluk kurduğu zaman NLPDAP "diğer insanın nerede durduğundan" başlamak gerektiğini göstermiştir. Bu doğal olarak nasıl olmaktadır ve bilinçli olarak nasıl yapılabilir? Bu, karşınızdaki insanın pozisyonunu ve onun için neyin önemli olduğunu kabul etmeniz ve bu kabulünüzü gerek sözlerinizle gerekse davranışlarınızla göstermeniz anlamına gelir. Bu, yargılarla ya da değişim için önerilerle hareket etmekten ziyade o anda içinde bulunduğunuz durumu kabul etmek demektir.

Eğer kendinizle dostluk kurmak istiyorsanız tam olarak aynı şeyi uygulayabilirsiniz. İşe, bütün ayrıntılarıyla nerede olduğunuzdan başlayın. Kesinlikle kendinizle ilgili her şey harikaymış, mükemmelmiş, eşsizmiş gibi yapmak zorunda değilsiniz. Dostluk; gerçekçi olmayan övgüler kadar kontrolsüz eleştiri veya zorunluluklar sebebiyle de başarısızlıkla sonuçlanabilir. Mükemmel olmadığımızı biliyoruz fakat yapabildiğimizin en iyisini yapıyor olduğumuzun hatırlatılmasına da ihtiyaç duyarız.

Bazen "Bir yanım şunu isterken diğer yanım başka bir şey istiyor." dediğiniz oluyor mu? Bu çok sık rastlanan bir deneyimdir ve kendinizle iletişiminizde ve dostluğunuzda biraz eksiklik olduğunu gösterebilir. Bunun daha uç boyutlarında, farklı hedefler, değerler ya da sahip olduğunuz ilgiler arasında çatışma görülebilir.

Sonuçta, kendi içimizde ahengi yakalamanın yollarını bulmamız gerekiyor. Her bir yanımızın ne istediğini saygılı bir şekilde soruşturmak, bu isteğimizin en derinlerdeki amacına kadar izini sürmek ve her bir yanımızın bizim için önemli olan bir şeyi gerçekleştirmek için yaptıkları girişimleri fark etmelerine yardım etmek için kendimizle içsel olarak kurmak zorunda olduğumuz etkileşim yeteneğini kullanabiliriz. Eğer gerçekten bunu yaparsanız, bazen kelimelerle bazen imajlar ya da duyumlarla ne kadar çok bilgiye ulaşabildiğinizi görüp şaşıracaksınız.

Bu, iyi niyetli yanlarımızdan biri, Gallwey'in "ikinci benlik" olarak adlandırdığı şeydir. NLP' nin kurucuları gibi o da bunun iç diyaloglarımızda hayli önemli bir rolünün olduğunu fark etti. İçimizdeki bu ses bize bir şeyi nasıl yapıyor olmamamız gerektiğini ya da neyi yapmamamız gerektiğini söyler. Bu ses bizi ikaz eder bazen tehdit eder ya da kokutur. Genellikle eleştirir, bir şeyleri hatırlatır. Ve hatta bizi küçümser fakat aynı zamanda kendi tarzında bizim için en iyi olanı yapmaya çalışır. Diğer yanlarımız kadar içimizdeki bu ahlâkçı, yargılayıcı sesle de dostluk kurmamız gerekiyor. Onun neyi gerçekleştirmeye çalıştığını soruşturma ihtiyacı içindeyiz. Genellikle bu bizi sıkıntıya düşürür, utandırır, acı verir veya başarısız kılar fakat bu noktada durmamamız gerekir. Bazen sorunu bu sesle ele alma ve uysallıkla devam etmek yerine diyaloğa devam etme ihtiyacı duyarız. Bazen aynı amacı gerçekleştirmek için farklı yollar araştırmamız gerekir. Bazen ihtiyacımız olan şey sadece gerçekte olmakta olan şey konusundaki duyarlılığımıza tekrar odaklanmaktır, çünkü bu korkulardan ya da tahminlerden oldukça farklı bir şey olabilir.

İç diyaloğunuz sebebiyle bir dahaki sefere kendi kendinize zor olan anlar yaşadığınızın farkına varırsanız, söylenmekte olan şeye dikkat edin ve sonra bir adım geri giderek onu değerlendirin. Akla uygun, yararlı ve güvenilir mi? Onun söyleniş tarzı üzerinizde ne gibi bir etki bırakıyor? Genellikle yaşanmakta olan iç diyaloğun sadece ses tonu ve şiddeti değiştirilerek insanların kötü hislere kapılmaksızın söylenmekte olan şeyin içeriğinden faydalanmaları sağlanabilir. Kendinizi daha fazla huzurlu hissedene kadar iç diyaloğunuzun sesine arzuladığımız şekil alt-duyu düzenlemeleri yapabilirsiniz. Bir danışanımızın dediği gibi: “Düşmanım olan şey dostum olmaya başladı.”