“ARZU DOLU DUYGULAR MANTIKLI DÜŞÜNCELERİNİZİ BASTIRIR.”
“Mustafa Kılınç”
Kim sürekli olarak dişlerini birbirine yapıştırıp, yaşamak ister. Kendimizi nasıl hissedeceğimiz aslında tamamen bize kalmış. Nasıl mı? Duygularımızın kontrolünü elimize alarak, onların bizi değil bizim onları yönetmemiz gerektiğinin farkında olarak başarabiliriz.
Kıskançlıkla Nasıl Baş Edebiliriz?
- Önce duygularınızı ve kendinizi kabul edin
- Şimdiyi yaşayın geçmişi önemseyin
- Hoşnutsuz duygularınızın amaçlarını anlayın
- Düşüncelerinizin farkında olun
- Bir değişim planı yapın. (Mevcut durumunuzu belirleyin. Arzuladığınız hedefleri belirleyin, yazılı hedefler sizin yolda kalmanızı sağlayacaktır.)
“Şüphe, umutsuzluk denilen şeytanın kardeşidir.”
Dante
ÖNCE BİZ DÜŞÜNCELERİMİZE SAHİP OLURUZ, SONRA DA DÜŞÜNCELERİMİZ BİZE
Sizlerle duygularınızı yönetmeniz için bilmeniz gereken ve olmazsa olmaz dediğimiz zihinsel stratejilerden bazılarını paylaşmak isterim:
- Hislerinizi dikkate almak
- Mücadele etmek veya reddetmek
- Dışarı atmak
- Olumsuzluktaki olumluyu görmek
- Bakış açınızı değiştirmek
- Çerçeveyi değiştirmek
- Önce biz düşüncelerimize sahip oluruz. Sonrada düşüncelerimiz bize.
“Duygular gerçek değildir. İçinizi kemiren düşüncelerin ölü kemikleridir.”
“Mustafa Kılınç”
Bilmenizi isterim ki insan kendinde olmayanı bir başkasına veremez. İçinizde ne mevcutsa dışarıya onu verirsiniz. ANAHTAR “DENGE” dir. İçinizdeki duyguların esiri olma ya da olmamaya karar verecek tek yetkili “Siz” siniz. Yaşamın en büyük hırsızı “Kararsızlık” ve “Dengesizlik” tir.
Yaşam yolculuğunda;
“Bazen yalnızca duymak istediğinizi duyar, görmek istediğinizi görürsünüz.” Bunu da bilerek yapmazsınız. Tüm bunları sizin yerinize beyniniz yapar. Tutkunuzu takip edin. Mutluluk sizi bulacaktır. Odağınız, mutlu olmak ve huzura doğru olduğunda “kıskançlık” duygusunu dengede tutmayı başarabilirsiniz. Gerek Aile içi iletişimlerde, gerekse uzun süreli birlikteliklerde “dengeyi” korumak ve sevgiyi, paylaşımı artırmak esastır. Eşinizle ya da partnerinizle “konuşamıyorsunuz”, birlikte gülemiyorsanız, attığınız kahkahaların sayısında azalmalar varsa ilişkinizde alarm zilleri çalmaya başlamış demektir.
“Kişilerin bakış açısı ve gerçekçi bir değerlendirme yapabilme becerisi mutluluk yolunda birer anahtardır.”
“Mustafa Kılınç
Kıskançlık duygusu sizi aşağıya doğru çeker. Oysaki yaşamda değişimler hep “Baştan aşağıya doğrudur.” Bugüne kadar hiç ayaktan başa doğru bir değişim gördünüz mü? Her duyguda olduğu gibi ‘kıskançlık’ duygusunda da dengeyi yakalayın. Kendi duygu ölçerinizdeki kıskançlık seviyenize bakın. Sadece kendi duygularınızdan sorumlusunuz. Başkalarının ‘duygu ölçeri’ sizinkinden farklı olabilir. Buna takılmayın. Siz ‘ÖNCE KENDİNİZDEN’ sonra karşınızdaki Kişiden Sorumlusunuz.
Kendi içinizdeki dengeyi kuramıyor ve çok kıskanç bir davranış kalıbı sergiliyorsanız o zaman karşınızdaki kişinin de size karşı çok kıskanç bir kalıp oluşturmasını sağlarsınız. Bunu sizde istemezsiniz öyle değil mi? Evet, dediğinizi duyar gibiyim. Bunun için önce ‘güven’ duygusunda bütünleşin. Kime güven? Kendinize mi yoksa karşıdaki kişiye mi? Elbette ki önce kendinize güvenin. Kendinizin ‘yeterli’ olduğuna inanın. Mükemmel sevgi dolu bir ilişkiyi hak ettiğinize inanın.
“Mutluluğun ve ilişkilerin en büyük yıkıcısı ‘Bireysel Kıskançlıktır’ ”
“Mustafa Kılınç”
Kadınların her zaman “Güçlü Gen” peşinde olduklarını sürekli hatırlayın. Kendi ‘ÖZGÜVEN KAZANINIZI’ doldurun. Her şeyin yoluna girdiğini görünce çok şaşıracaksınız.
Beyninizi kullanın ve geleceğe odaklı yaşayın.