Bu, birbiriyle bağlantılı iki dünya olan Hollywood ve siyaset için mantıklı bir birliktelik gibi görünüyordu. New Mexico'nun eski valilerinden Bill Richardson ve oyuncu Robert Redford, ABD'deki at kesimlerinin geri dönüşünü engellemeye yönelik bir davada, hayvan hakları savunucularının safına katıldı ve at kesmenin kabilelerin kültürel değerlerini çiğnediğini düşünen Amerikan yerlilerinin yanında yer aldığını açıkladı. Fakat iki adam çok geçmeden Amerika'nın federal olarak tanınmış en büyük kabilesi Navaho ile karşı karşıya geldi. Başkanları Kongre'ye at kesimini desteklediğini ifade eden bir mektup gönderdi. Navaho başkanı Ben Shelly, serbest dolaşan atların özel mülk ve çiftliklere zarar vererek Navaho'yu yılda 200 bin dolar zarara uğrattığını söylüyor. Redford (filmlerdeki rolleri arasında silahlı soyguncu, şerif yardımcısı ve at terbiyecisi bulunuyor) gibi "yabancılar" Kızılderililerin sıkınt ı larını yorumladığında, gerçek ve hayal arasında bir uçurum oluştuğunu söylüyor. "Robert Redford belki bize yardım etmek için neler yapabileceğini görmeye gelebilir. Atların hayatta kalmasını sağlamak ve onları başkasına vermek için girişimde bulunmaya hazırım ama şu anda en iyi seçenek, atların bir kesimhanede kesilmesi" diyor. On binlerce at, federal yetkililerin sürüleri küçültmek için kesilmelerine izin verip vermemesiyle ilgili mahkemede, Kongre'de ve hatta ülkenin batısında yürütülen bir tartışmanın merkezine oturdu. Merhametsiz bir kuraklıkla kavrulan ve fakirliğin pençesinde olan Navaho'da, bir yabani at günde 20 litre su ve 8 kilo yem tüketiyor. Kızılderililerin büyükbaş hayvanları için bunların bir kısmına ihtiyaçları var. Shelly, ABD'de 75 bin yabani ve vahşi at olduğunu söylüyor. Sahipleri yok ve çoğunun Batı'dan geldiğine inanılıyor. Kabileler nüfuslarını azaltmanın etkili bir yolunu bulmaları gerektiğini söylüyor. Yaşlı atları vurmak yaygın olsa da, baş edilmesi gereken çok sayıda at var ve atları satarak bir miktar para kazanmak mümkün. Bir de bağımsızlık sorunu var ki bu, Ulusal Amerikan Yerlileri Kongresi tarafından çıkarılan ve at kesimini teşvik eden bir önergenin tartışılan maddelerinden biriydi. Önerge dağ yamaçları ve vadilerin, yabani atların aşırı otlanması sonucu aşındığını ifade ediyor. Richardson, aynı kabilenin üyeleri arasında bile bölünmelere yol açan anlaşmazlığı kabul ediyor. Davacılar arasında atlarla aralarında özel bir ilişki olduğundan bahseden kabile üyeleri de bulunuyor. Paul Tohlakai isimli Navaho'nun dediği gibi atlar, Amerikan yerlilerinin "yaratılış hikayesinde önemli bir yeri olan, dört ayaklı muhteşem yaratıklar." Richardson, "Çözülmesi gereken bazı sorunlar var ve bu yüzden nihai çözüm, atlar için doğal bir yaşam ortamı ya da çeşitli doğal yaşam ortamları bulmak" diyor. (Yarı zamanlı olarak New Mexico'da yaşayan Redford'a ulaşılamadı.) Belçika, Çin ve Kazakistan gibi ülkelerde tüketilen at eti için oluşturulacak bir pazarı ABD hiçbir zaman desteklemedi ancak bir dönem 10'dan fazla at kesimevi vardı. Bunların son üçü 2007'de Kongre'nin tesislerin denetimi için verilen federal ödeneği yasaklamasının ardından kapatıldı ve bu uygulama hükümetin onayını alamadığı için sona erdi. Faaliyet halinde oldukları son yıl, üç fabrika da insanlar tarafından tüketilmeleri için 30 bin at kesti ve Kanada ve Meksika'da kesilmesi için 78 bin at gönderdi. Humane Society of the United States'in başkanı Wayne Pacelle, grubun girişimlerinin, "küresel bir gıda maddesine dönüşmelerini engellemek" amacıyla insanlar tarafından tüketilecek atların öldü r ü lme s i n i ön lemeye odaklandığını söylüyor. Pacelle at nüfusunu kontrol etmek için doğum kontrol yöntemleri gibi alternatif yöntemler olduğunu söylüyor. Shelly'nin merak ettiği şey şu: serbest dolaşan atları kesmek mi daha iyi, yoksa Navaho'daki çoğu kişinin yaptığı gibi, hastalık ya da susuzluktan yavaş yavaş ölmeleri mi?