Dünyanın başına bela olan Koronavirüsün COVID-19 psikolojik etkileri neler olmuştur ve bununla nasıl başa çıkacağız? İşin görünen boyutları kadar bir de görünmeyen boyutları var elbette.
Şimdiki “COVID-19” boyutu: içinde bulunduğumuz mevcut durum. Aldığımız ve ileri de alacağımız önlemler boyutu.
Sonraki boyut ise; baş belası virüsten kurtulduktan sonra insanoğlunda bıraktığı ruhsal, bedensel ve fiziksel sorunlar... Yeniden standart akış haline gelmek silislerle 03 Nisan 2020 Cuma günkü İstanbul Büyükşehir Belediyesi Psikolojik Danışma Hattı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Psikolojik Danışma hattına gelen şikâyetleri paylaşacağım.
İstanbul Psikolojik Danışma Merkezini 32.000 (otuzikibin) kişi aramış. Arayanların şikâyet ve acil çözüm istedikleri sorunları şöyle sıralanıyor.
Birinci Sırada: KAYGI Bozukluğu geliyor. İnsanlar gelecek kaygısı, sınav kaygısı, işsizlik kaygısı, yalnızlık kaygılarını yoğun şekilde dile getirmişler.
İkinci Sırayı; Duygu durum bozukluğu, obsesif kompülsif bozukluklar, COVID-19’un çocuklara nasıl anlatılacağı, kuşkulu olma hali, kontrol etme, temizlik takıntısı, zarar verme korkusu, fobiler, özgüven yoksunluğu ve akıllıca olmayan konuşmalar vb. gibi şikayetlerle yardım çığlığı atıyorlar.
“BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLÜ TUT”
Tüm Hekimlerimizin çağrıları “COVID-19” ile mücadele sürecinde bağışıklık sisteminizi güçlü tutun. Peki, bağışıklık sistemini güçlü tutmak için neye ihtiyacımız var? Sadece beslenme ile bu mümkün mü? Evet, beslenme şeklimizin bağışıklık sistemi üzerinde etkisi güçlü ancak stres, kaygı, duygusal çatışmaların sürekliliği bu etkiyi yok ediyor. Bedensel beslenme kadar zihinsel beslenmeninde çok önemli olduğunu bilmenizi isterim.
“COVID-19”A KARŞI PSİKOLOJİK ÇÖZÜM YOLLARI NELER?
Kaygı, heyecan, saplantılı olumsuz düşüncelerin oluşun merkezi bizim “ düşünce” ve algı şeklimizle bağlantılıdır. Bizler aslında neyi düşünürsek sürekli olarak neyi hissedersek o oluruz. Bu nedenle işe önce “beynimizin iplerini elimize alarak” başlamalıyız.
Düşünce ile savaşmak, ters çaba kuralını harekete geçirdiğinden olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına yardımcı olur. Savaşmayı bırakın. Uyumlu hale gelin.
Söylem mi? Eylem mi? Hangisi güçlü sizce? Elbetteki eylem değil mi? Eylemin oluşması için aklınızı kullanmak ve farkında olmak durumundasınız. Yoksa eylem yerine söylem yolculuğuna devam ederdiniz.
Tedbirleri almak akıllı insanların işidir. Evinde Kal, önlemlerini al, hijyenine dikkat et, sosyal mesafeni koru. Bu dönem “HAYATTA KALMA” dönemi o gün bugün...
Kendinizi yönetin. İstekler askıda orucu tutun ve zihinsel suskunluğunuzu yakalayın.
Endişe, kaygı, heyecan, akıllıca olmayan içsel ses, panik duygularınızın tekerleğini çevirmekten uzak durun. Bırakın bunları beslemeyi. Onlara verdiğiniz gereksiz anlamları boşa çıkarın. Bunu bugün de ancak siz yapabilirsiniz..
“Korktuğunuz başınıza gelir.” Korkularınıza değil şimdi yaşama sarılma zamanı. Hayat eve, beyne, gönle, geleceğe, hayale, amaçlara sığar. Yeter ki siz istekli olun.
Evde kalırken “konfor alanlarından çıkın” sürekli konfor alanında kalmak sizi, beyninizi çürütür.
“ONLINE BİLİNÇALTI DEĞİŞİM PROGRAMI”
“NE ÖĞRENDİK”
Her birimiz bu süreçte çok şey öğrendik öğrenmeliyiz. Her birey kendi meslek grubuna göre farklı yöntemler öğrendi. Peki, biz uzmanlar ne öğrendik? Ben karşılıklı görüşmeyle ilaçsız, hipnozsuz, telkinsiz yapmakta olduğum BİLİNÇALTI DEĞİŞİM PROGRAMLARINI ONLINE olarak yapmayı ve müthiş sonuçlar almayı öğrendim. Peki ya siz?
Artık geriye dönüş yok. Her şey yenilenecek. Her şey kendini yeniden yapılandıracak. İşte o zaman bu zaman.
Siz Ne Öğrendiniz?
Yaşam Sizden Ne Bekliyor?
Yürekten Sevgilerimle