Filler görece barışçıl toplumlarıyla ve merhametli anaerkil liderlik sistemleriyle ile bilinir. En azından salgı bezlerinden iğrenç bir koku yayan ve patlayıcı bir hormon karışımının etkisiyle hareket eden kalın derili erkek fillerin, en çıldırmış olanın hayatta kalacağı türden öldürücü bir öfkeyle birbirlerine saldırdıkları çiftleşme dönemine kadar. Onların delice kavgası, korkunç bir manzaradır.
Ancak bu sahne siyasetçilere bir ders verir: Makul davranmak bazen zarar verir. Washington Üniversitesi'nden psikoloji profesörü David P. Barash'a göre, azgın filler oyun teorisindeki kötü şöhretli bir taktiği sergiler: Rakibini, kurallara bağlı kalamayacak kadar deli olduğuna inandır. Kuzey Vietnam'la yaptığı pazarlıklarda, deli olduğuna ve nükleer saldırı yapmak için can attığına dair söylentiler yayan Başkan Richard M. Nixon bunu denemişti. Nixon'ın "Deli Teorisi" işe yaramadı. Ama Barash'ın belirttiği gibi, benzer bir numara Çay Partisi mensubu Cumhuriyetçilere geçen ay yürüttükleri insafsız ve temerrüt tehlikesini umursamayan pazarlıklar sırasında yardım etmiş olabilir.
Barash, Başkan Obama'nın normal ilke, akılcılık ve uzlaşma varsayımlarıyla hareket ettiğini ama "kızışmış bir filin siyasetçi muadiliyle, oyunu kurallarına göre oynamayı reddeden bir oyuncuyla karşılaştığını" yazdı. Kuşkusuz, çılgınlık ve liderlik klasik bir karışım. Nassir Ghaemi, "Birinci Sınıf Delilik" adlı kitabında, tarihe geçmiş şahsiyetlerin kişilik bozukluklarını inceliyor ve onların başarılı olmasının arkasında deliliklerinin yattığını iddia ediyor. Churchill'in depresyonunu ve Franklin D. Roosevelt'in çılgınlığını örnek gösteren yazar, "Kriz dönemlerindeki en büyük liderlerimiz, toplum mutluyken keder içinde didinen kişiler. Ama sorun ortaya çıktığında eyleme geçebilecek durumdaysalar, toplumun geri kalanının moralini yükseltebilirler" diyor. Ancak Ghaemi'nin kişilik yapısı olarak "orta yolcu" dediği Neville Chamberlain ve George W. Bush gibi liderler, sorunlara maalesef çoğu kez "normal" olan eylemlerle cevap veriyor.
Başkan Bush en azından geçmişte alkolikti. Baltimore Johns Hopkins Üniversitesi'nden sinirbilimi profesörü David J. Linden'a göre bazı kişiler kriz sırasında beynin haz merkezinde dopamin "patlaması" yaşıyor. Burası aynı zamanda madde bağımlılığında uyarılan bölge olduğu için Büyük İskender, Otto von Bismarck ve Churchill gibi efsanevi bağımlıların zihin yapısını açıklayabilir. Linden, "Çoğu lider için, bağımlılığa rağmen başarılı olmak gibi bir durum yok. Aksine, onları bağımlı yapan beyin yapıları ve beyin kimyası, onlara çok işe yarayan davranışsal özellikler kazandırıyor" diyor.
Elbette liderlik için delilikten fazlası gerek. Bu yüzden deli filler makak maymunlarını incelemeli. Erkek makak da anaerkil bir toplumda diğer erkeklerle savaşarak konumunu geliştirmeye çalışır. Ama akıllı olanlar, çatışmaya başlamadan önce bir taraftar tabanı oluşturur. Chicago Üniversitesi'nden Dario Maestripieri, "Erkek makaklar son derece fırsatçıdır. Başkalarına yardım eder gibi görünürler ama yavrulara değil yalnızca kendilerinden daha üst konumda bulunan yetişkinlere yardım ederler. Kazanacaklarını bildikleri kavgalara girerler" diye yazıyor. Bu başarı getiren bir strateji. Ta ki hiç de kurallara uygun hareket etmeyen, zıvanadan çıkmış bir maymuna denk gelene kadar.KEVIN DELANEY
15.08.2011
Sabah / The New York Times