04 Temmuz 2010
Kaynak Hürriyet İK – Burcu Özçelik
7 yıldır çalışan memnuniyeti araştırmaları yapan GfK Türkiye’nin verilerine göre, mavi yakalıların çalışan memnuniyeti ciddi şekilde düşüyor. Mavi yakalılar ücretten şikayet ederken beyaz yakalılar performans yönetimlerinin adaletsizliğinden mutsuz. Son 3 yıldır GfK’nın araştırmalarından sonra şirketlere aksiyon planları sunan yönetim danışmanlık şirketi Adisa’nın Şirket Ortağı Hüseyin Adanalı, “Mavi yakanın memnuniyetsizliği giderek artıyor, tedbir alınmazsa Türkiye’deki fabrikalar Uzakdoğu’ya kayabilir” diyor.
Araştırma şirketi GfK, 7 yıldır Türkiye’de çalışan memnuniyeti anketleri düzenliyor. 2003 yılında 63 şirketten 32 bin kişinin katılımıyla başlayan araştırmaya bu yıl Koç Holding, Ülker, Kibar Holding, Vodafone gibi şirketlerin dahil olduğu 120 şirketten 60 bin çalışan katıldı.
GfK son üç yıldır da bu araştırmaları yönetim danışmanlık şirketi Adisa ile birlikte yapıyor. Sonuçları alan şirketler, problemleri çözmek, memnuniyetsizliklerin önüne geçmek için çözüm yolları sorunca bir yönetim danışmanlık şirketi ile çalışmaya karar vermişler.
Mavi yaka daha mutsuz beyaz yaka daha mutlu
Son 7 yılda çalışanların memnuniyet oranlarına bakıldığında, mavi yakalıların memnuniyet oranları yüzde 55’ten yüzde 49’a gerilerken, beyaz yakalıların yüzde 48.9’dan yüzde 54.2’ye yükselmiş. Çalışan memnuniyetinde, çalışma ortamı, ücret ve yan haklar, kişisel gelişim, performans yönetimi, ilk yönetici, tanıma-takdir, şirket itibarı, üst yönetim gibi kriterlere bakılarak memnuniyet oranları belirleniyor.
Mavi yakadaki memnuniyet oranlarının beyaz yakanın bile altına düşmesi araştırmayı yapanları da şaşırtmış. Adisa Şirket Ortağı Hüseyin Adanalı, “Mavi yaka eskiden bizim rekabetçi gücümüzdü. Günümüzde mavi yakanın tatminsizliği giderek artıyor. Bunun belirli nedenleri var, en başta ücret. Özellikle son dönemde ücret sistemleriyle oynandı mavi yakanın. Hem eskisi kadar adaletli değil, hem de belirli açılardan biraz geride kaldı. Ayrıca yemek, servis gibi temel yan haklara yönelik unsurlar da kötüleşti.”
Mavi yaka değişti beklentisi arttı
GfK Çalışan Memnuniyeti Araştırmaları Danışmanı Berna Özdemirkan, kriz döneminde son verilen pikniklerin, sosyal etkinliklerin kriz sona erdikten sonra tekrar başlamamış olmasının da mavi yakada bir beklenti ve hayal kırıklığı yarattığını söylüyor. Tabii günümüz mavi yakasıyla eski mavi yakayı da karıştırmamak gerekiyor. Artık mavi yaka denen çalışanlar arasında teknik lise mezunlarının, internete erişimi olan, hayattan beklentisi yüksek olanların sayıları hızla artıyor. Bu da doyumsuzluğu artırıyor. Bunun göz ardı edilmesi ise tehlikeli bir boyut yaratıyor.
Bir numaralı sorun ücret
Mavi yakada en sıcak konu ücretlendirme ve sosyal olanaklar.
Mavi yakanın Türkiye’de borç çemberinde olduğunu vurgulayan Adanalı, “Çoğu insanın çok ciddi borçları var ve bu mavi yakada daha yüksek. Şunları duyuyoruz, işten çıkartma dönemlerinde gönüllü olup ‘beni çıkartın, ben buradan alacağım tazminatla kredi kartı borcumu ödeyeceğim’ diyen insanlar var. Hatta tekrardan daha düşük ücretle giriyorlar, bunlar çok ciddi sıkıntılar veriyor.”
Kariyer yollarının kapalı olması da mavi yakanın öncelikli konularından. Mavi yakada profillerin yavaş yavaş yükseldiğini söyleyen Özdemirkan, “Teknik lise mezunu insanlar mavi yaka olarak çalışıyorlar. Çok da donanımlılar, yanına bir beyaz yaka geliyor, belki işi o mavi yakalı çalışandan öğreniyor, ama beyaz yaka bir süre sonra terfi edip gidiyor, mavi yaka ise orada kalıyor. Bu da etkiliyor mavi yakayı” diyor. Değişen profillerin bir sonucu olarak mavi yaka artık fazla mesai istemiyor, eskisi kadar yoğun çalışmak istemiyor. Akşam kendine göre plan yapmak istiyor.
Yine üst yönetime uzak olmak da mavi yakalıları etkiliyor. Mavi yakalılar, üst yönetimin, şirketin, çalışanların kendilerine daha birebir dokunmasını, iletişim kurmasını istiyorlar.
Beyaz yaka için en önemli etken performans yönetimi
Beyaz yakada ise kısmen bir yükseliş var. Beyaz yaka çalışanların memnuniyeti yüzde 48.9’dan yüzde 52.8’e yükselmiş. Bu yükselişin nedenleri arasında, şirketlerin çalışan memnuniyetini, yöneticilerin performans hedeflerine puan olarak koymaları yer alıyor. Yönetici puan alacağı için çalışan memnuniyetine ister istemez dikkat ediyor. Bunu yapan şirketlerin gelecekte daha da artması bekleniyor.
Beyaz yaka için en memnuniyetsiz alan performans yönetimi. Performans yönetimi konusunda derin bir mutsuzlukları var çalışanların; bu işin adil yapılmadığından, çalışanla çalışmayanın ayırt edilmemesinden şikayetçiler. Bu sorunun gelecek 5 yılın konusu olacağı ve tüm şirketlerin başını ağrıtacağı konuşuluyor.
Beyaz yaka için ikinci en önemli gündem maddesi ise ücretler. Tabii performans yönetiminin direkt ücretle alakalı olduğu da unutulmamalı. Performansa göre ücret arttığı için, çalışanla çalışmayanın farkının gözükmesini istiyor insanlar.
Beyaz yakalılar için bir diğer önemli madde de kişisel ve mesleki gelişim. Hüseyin Adanalı, başta Y kuşağı olmak üzere, çalışanların ‘ben ne olacağım, nasıl terfi edeceğim’ türünde endişeleri olduğunu, kimi şirketlerde kişisel ve mesleki gelişimin ücretin önüne geçtiğini, çünkü ücretin bunun bir sonucu olarak görüldüğünü söylüyor.
Otomotiv çalışanları krizden çok etkilendi
Araştırmaya katılan firma sayısına bağlı olarak 4 sektör masaya yatırılmış: Bilişim, enerji, gıda ve perakende, otomotive ve yan sanayi. Bu sektörler arasında memnuniyetin en yüksek olduğu sektör yüzde 59.4 ile enerji, en düşük olduğu sektör yüzde 46.0 ile otomotiv ve yan sanayi. Bu oranlar bu sektörlerin kârlılıklarıyla da orantılı tabii. Otomotiv sektörünün krizden ciddi şekilde etkilenmesi, bu düşüşü açıklıyor.
Adanalı, 2010’da krizin etkilerinin azalmasıyla memnuniyet seviyelerinde bir düşüş beklediklerini, çünkü 2009’da insanların memnuniyet beklentilerini kıstıklarını söylüyor.
Adanalı, “Bugüne kadar ülkemizin rekabetçi gücü olarak görülen mavi yaka çalışanlardaki memnuniyetin düşüş trendinde olması şirketler için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Özellikle otomotiv yan sanayinde, beyaz eşyada mavi yaka çok fazla. Bu, fabrikaların buradan taşınmasına kadar getirebilir sonucu. Çin’e, Hindistan’a kayabilir fabrikalar. Uzun dönemde Türkiye’yi böyle bir risk bekliyor.”