Mısırlılar 11 Şubat'ta Tahrir Meydanı'nda yaptıkları kutlamayı hak etti. Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in istifası, ülkedeki gençlerin önderlik ettiği cesur muhalefet için çarpıcı bir başarı. Gençler Mübarek'in 30 yıllık baskıcı rejimine, çoğu barışçıl yöntemlerle üç haftadan kısa sürede son verdi. Onlarla birlikte sevinsek de ülkenin artık bir askeri konsey tarafından yönetileceğine dair haberlerden endişeleniyoruz. Komutanlar, yaptıkları kısa açıklamada yetkiyi "özgür ve demokratik topluma" devretmek için çalışmaktan söz etti ama bunu nasıl veya ne zaman yapacaklarını söylemedi. Ordu bu tarihi olayı yanlış yorumlarsa, bu hem bir trajedi olur hem de yeni isyanlara yol açar. Mısırlılar demokrasi istiyor. Baskıcı bir rejimin yerine yenisini getirmeyi değil. Mısır artık tümüyle, eski otoriter yönetimin yerini alacak yeni bir demokratik düzen kurmak için gereken çetin işe odaklanmalı. Bu iş göstericilerin meydanda geçirdikleri günler ve geceler boyunca sergiledikleri dikkati, kararlılığı ve disiplini gerektirecek. ABD ve diğer demokratik ülkeler, şimdi tamamen demokratik bir değişim için bastırmaya hazırlanmalı. Mısır'a her yıl 1,5 milyar dolarlık ekonomik ve askeri yardım yapan Washington, askeri yönetim evresinin mümkün olduğunca kısa sürmesini sağlamak için tüm kişisel bağlantılarını ve baskı gücünü kullanmalı. Ordu yaptığı açıklamada, sert olağanüstü hal uygulamasının "mevcut durum sona erince" hemen kaldırılacağını söyledi. Bu bizi rahatlatmayacak kadar açık uçlu bir ifade. Açıklamada ayrıca (yine belli bir takvim sunmadan) serbest ve adil seçim sözü verildi. Ülkenin en güçlü kurumu olan ordu, personel ihtiyacını zorunlu askerlikle karşılıyor. Bu yüzden tüm Mısırlıların orduyla bazı kişisel bağı var. Ayaklanma sırasındaki tutumu, orduya halk nezdinde önemli bir itibar kazandırdı. 11 Şubat'ta bazı göstericiler, "Halk ve ordu el ele" sloganı attı. Ordu bundan günler önce, barışçı göstericilere ateş açmayı kabul etmemişti. İnsan hakları savunucuları yüzlerce Mısırlının tutuklandığını belirtse de çoğu gösterici hâlâ ordunun kendilerini polis kuvvetlerinin daha kötü muamelesinden koruduğunu düşünüyor. Mübarek'in sonunda gönderilmesinde ordunun oynadığı rolü henüz tüm ayrıntılarıyla bilmiyoruz. Mısırlıların çoğu en azından şimdilik, orduyu bu konuda da takdir ediyor. Askeri konsey kendi vaatlerini hızla uygulamazsa, kutlamalar uzun sürmez. Konseyin alabileceği ve acilen alması gereken bazı basit önlemler var. Sıkıyönetim kanununu kaldırarak işe başlayıp tüm Mısırlıların ifade özgürlüğü, adil yargılanma ve toplantı hakkı güvenceye alınmalı. Bunu ertelemek ve önce göstericilerin evlerine dönmesi şartını getirmek kabul edilemez. Konsey ayrıca muhalefetle hemen iletişim kurup devlet başkanlığı seçimleri için ortak bir tarih belirlemek için çalışma grupları oluşturmalı. Mısır'ın süreci denetleyen bağımsız bir komisyona da ihtiyacı olacak. Partileri ve adayları kaydetme kıstasları konusunda anlaşmaya varılmalı. Ayrıca etkili bir seçim kampanyası yürütmek için herkesin devlet medyasına erişim hakkına ve gereken olanaklara sahip olması sağlanmalı. Mısırlı ve uluslararası gözlemciler seçimleri izlemeli. Bunların hiçbiri kolay olmayacak. Bazı aksaklıkların çıkacağı kesin. Ama Mısırlılar nihayet özgür ve adil bir toplum yaratma şansına kavuştu. Usame Bin Ladin ile diğer aşırılıkçılara bundan daha iyi bir cevap verilemez. Hepimize ilham veren Mısırlı göstericilerin her türlü desteğimize ihtiyacı olacak.
21.02.2011
Kaynak: Sabah – The New York Times