Prada marka bir elbise için mi, İtalya'da bir hafta sonu geçirmek için mi bin 800 dolar verirsiniz? Elbiseyi seçtiyseniz muhtemelen, bu parayı yiyecek, seyahat ve diğer deneyimler için harcayan kişiden daha az mutlu ve daha az maceracısınız.
San Francisco Devlet Üniversitesi'nde geçenlerde yapılan bir araştırmada, yaklaşık 100 bin insanın kişilik tipleri ve satın alma alışkanlıkları incelendi.Deneyim için para harcayanların yaklaşık yüzde 60'ı hayatlarından genel olarak memnunken, maddi şeyler için para harcayanlarda bu oran yüzde 40 civarındaydı. Ayrıca deneyime para harcayanlar, diğer insanlarla iyi geçinmeye ve sosyal durumlarda daha az gerginlik hissetmeye yatkındı. "Mutlu Para: Para Harcama Bilimi" adlı kitabın yazarları Elizabeth Dunn ve Michael Norton, Times'ta, "Tipik harcama alışkanlığı (kendimiz için daha çok şey almak), parayı mutluluğa dönüştürmede etkisiz. Parayı kendiniz için harcamakta ısrarlıysanız, kişisel ürün (TV, araba) almaktan deneyim (gezi ve özel etkinlikler) almaya geçmelisiniz" diye yazdı.
"Deneyim" masrafa değse bile, "mal" almayı yine de isteriz çünkü bundan daha çok şey umarız. Christie's ve Sotheby's müzayede evlerinde her zaman lüks takılar satılmıştır. Ama anlaşılan bu şaheserler artık müşteri çekmiyor. Yani yiyecek ve içecekler deneyim alanında büyük önem kazandı. Sotheby's Fra Bartolommeo ve Simone Martini'ye ait İtalyan şaheserlerini müzayedeye çıkarmadan önce, salata soslu ithal jambon sundu. Times'ın haberine göre Edward Munch'un tablosu "Çığlık"ın satışından önceki ön izlemede, açık büfede özel Norveç yemekleri sunuldu. Christie's Başkan Yardımcısı Lydia Fenet, Times'a, "Artık masaya sadece bir kâse kuruyemiş koyamazsınız. Yiyecekler birinci sınıf olmalı. İnsanlar yeni ve farklı şeyler istiyor" dedi.
Times'taki habere göre geçen yıl New York'ta yemek ve şaraba 1 milyon doları aşkın para harcayan Christie's, özel yemekler için Thomas Keller ve Mario Batali gibi yabancı şefleri getirtti. Habere göre, benzer harcamalar yaptığını söyleyen Sotheby's de Daniel Boulud ve Nobu Matsuhisa'yı getirtti. New York'taki Guernsey's müzayede evinden Arlan Ettinger, "Yiyecek ve içecekler bir müzayedeyi satış olmaktan çıkarıp olaya dönüştürür" dedi. Artık sadece bir sandalye sözkonusu olduğunda bile, her şeyin bir "olay" olmasını umuyoruz. Mobilyamızın kullanışlı ve güzel olması yetmiyor; duygusal açıdan tatminkâr da olmalılar. Patricia Urquiola yere yakın, parlak sarı örtülü Hosu sandalyesini Coalesse için tasarladı. Times'ın haberine göre bu sandalye, insanların taşınabilir cihazlarla iletişim kurarken yere yakın oturmayı sevdiğini bulan araştırmaların ardından geliştirildi. Urquiola 2 bin dolardan başlayan fiyatlarla satılan Hosu'yu "küçük yuva" olarak tanımladı. Ergonomik olmak değilse de, "konfor alanı" bir deneyim. Bazen en basit şeyler, ucuz hediyelik eşyalar ve nesneler en büyük etkiyi yaratır. Yazar ve marka uzmanı Joshua Glenn, bitpazarlarından ve ikinci el mal mağazalarından nesneler toplamış ve Luc Sante ile Curtis Sittenfeld gibi yazarların bunlarla ilgili kısa öyküler yazmasını istemiş.
Times'ın haberine göre, yazarların öyküleri önemsiz nesnelere değer katmış ve bazıları eBay'de, ederinden 27 kat yüksek fiyata satılmış. New Yorklu sanatçı Molly Peck, her biri hakkında öykü yazılan koca kafalı bir heykelcik, bir düğme, saç tokası ve resimli bir küllük için 100 dolardan fazla para harcamış. En sonunda bu ganimetleri bağışlayan Peck, Times'a, "Ama bu deneyimin anısı kaldı. Asıl önemli olan bu. Bir şeyler almak yerine, maddi olmayan bir dizi olayı satın alıyorsunuz" dedi.
23.07.2012
Sabah / The New York Times - Anita PATIL