Benim çok sevdiğim bir ilke vardır: ’’Çaresizseniz çare sizsiniz.’’
Evet; çare arıyorsanız, çare dışınızda biryerlerde saklı değil. İçinizde, yanı başınızda, aldığınız nefeste, atan kalbinizde. Güvenliği, huzuru, başarıyı, dışarıda aramayın. Bunlar sizin içinizde; başarı da, başarısızlık da sizin içinizde saklı. Artık onu görmek ve olumlu yönde kullanmak zamanı geldiğine inanarak eyleme geçebilirsiniz.
Konüçyüs,bir gün elinde bir cam kavanoz, öbür elinde irice kırmızı bir elmayla sınıfa girdi. Girer girmez sağ elini havaya kaldırarak sordu;
‘’Bu elimde gördüğünüz şey nedir?’’
‘’Kavanoz!....’’ diye koro halinde cevap verdi öğrenciler.
Konfüçyüs diğer elini havaya kaldırdı;
‘’Peki bu nedir?’’
‘’Elma…’’
Ellerini indirdi. Kavanozu kürsünün üzerine koydu. Elindeki elmayı içine attı. Gülümseyerek sınıfa döndü;
‘’Kavanozdan çıkarmayı başaran elmayı yer.’’
Çocuklardan biri kalktı;
‘’Ben çıkartabilirim.’’
‘’Gel çıkar bakalım’’ dedi Konfüçyüs.
Elini kavanoza rahatça soktu, elmayı kolayca avuçladı. Ama bir türlü elmayı dışarı çekemedi. Elma ile birlikte eli kavanozun ağzına sığmıyordu. Fakat çocuk elmayı bırakmak istemiyordu. Konfüçyüs’e yalvarırcasına baktı;
‘’Hacam elimi kurtaramıyorum.’’
‘’Elmayı bırak ‘’ dedi Konfüçyüs.
‘’Ama elma yemek istiyorum’’ bütün sınıfla birlikte Konfüçyüs de kahkaha attı;
‘’İki şeye aynı anda her zaman kavuşamayabilirsin oğlum. Tercih yapmak zorunda kalabilirsin.’’
Çocuk düşünüyor, formül arıyor, ama bulamıyordu. Ya eli kavanozda kalacak ki o taktirde zaten elmaya kavuşamayacaktı, ya da elmadan vazgeçip elini kurtaracaktı. İki şıkta da elmayı yeme zevkinden mahrum kalıyordu. Mecburen elmadan vazgeçti, elini kurtardı. Konfüçyüs sınıfa sordu;
‘’Başka denemek isteyen var mı? Birkaç çocuk daha denemek istedi ama başarılı olamadılar. Sonunda herkes yerine oturdu…
Konfüçyüs sınıfa dikkatle baktı;
‘’Peki bu elmayı kavanozdan ben çıkartabilir miyim?’’
‘’Hayır!... diye bağırdı tüm sınıf;
‘’İmkansız!’’ ve Konfüçyüs….
Hayatınızda başarısızlığı,çaresizliği,güven eksikliğini ve korkuyu birçok kez hissettiniz. Tüm bu hisler şimdiye kadar sizinle birlikte yaşadı. Yolculuğumuz bunların üstesinden gelmenin yolculuğudur. Daha iyi başarılara ve yaşama sahip olma arzunuzun olduğunu biliyorum. Daha büyük başarılar arzuluyorsunuz. Ama, öte yandan, kendinizi bir çıkmazın içinde hissediyorsunuz. Geçmişiniz hayal kırıklıklarıyla dolu ‘’kaderim belkide bu’’ diye düşündüğünüz zamanlar var. Sanki bir şeylerden kaçar gibisiniz. Hiçbirşey yapmaya enerjiniz yok. Kendinizi eve zor atıyorsunuz, kendinize kızgınsınız, hayata kızgınsınız. Bir ışık görseniz peşinden gideceksiniz. Tutunacak bir dal bulsanız,bırakmayacaksınız; ama nerde! Bir çıkış noktası ya da bir başlangıç noktası arıyorsunuz, arıyorsunuz, arıyorsunuz; ama ne yazık ki yok.
Başarının sırrı için uzağa bakmanıza gerek yok. O sır; o aradığınız ışık; o aradığınız dal, sizin içinizde yüreğinizde. Yürekten arzuladıklarınız varsa başka bir şeye ihtiyacınız yok. Bilmiyorsan, öğrenirsin; korkuyorsan, cesurca ilerlersin; engeller varsa, parçalarsın; çıkmazdaysan, yıkar, geçersin. Bilmelisin ki ; yanan bir ruttan daha güçlü bir silah yoktur.
Adanmışlık varsa, arzu varsa, çıkış yolu da vardır. İstekleriniz imkansızı mümkün yapar. Bir yol bulabilirsiniz; bir yol yokmuş gibi görünürken. Şiddetli istemenin karşısında hiçbir şey uzun süre dayanamaz.