Obama İçin İkinci Şans

Başkan Barack Obama'ya ikinci bir şans verildi. Seçmenler ülkenin yanlış yolda olduğunu düşünseler de önümüzdeki dört yılın son dört yıldan daha iyi olacağı beklentisiyle Obama'yı yeniden seçti.

Obama sert seçim kampanyası ile Washington'ın gerçeklerini öğrendiği dört yıllık eğitimin ardından, 2008'de Beyaz Saray'a seçilen adamdan çok farklı bir kişiliğe büründü. Obama parti ve ırk kaynaklı sorunlar ile küresel sorunları çözmekle ilgili abartılı beklentilerle değil, harcama kesintileri ve vergi artışları konusundaki müzakerelere ilaveten İran ile yaklaşan hesaplaşmayla karşı karşıya. Obama'nın siyaseti ciddi ölçüde değiştirmesini bekleyenlerin sayısı çok az. Anlaşılan çoğu seçmenin tek beklentisi, siyasetin işlevini sürdürmesini sağlaması. Genelde, Cumhuriyetçi rakibi Mitt Romney'yin ülkeyi başka bir yöne sürüklemesini önlemekten daha önemli bir hedefi olmayan kampanyası, onun olağanüstü kişisel hikâyesi ve çığır açıcı rolünün önüne geçti. Daha çok deneyim kazanan ve yara alan, ama daha az tumturaklı ve belki de daha az idealist hale gelen Obama, gücünü göstermek isteyecek muhalefet partisinin kısmi kontrolündeki Kongre'yle çalışacağı ikinci dönemine başlıyor.

Obama ile uzun zamandır arkadaş olan ve bazen hayal kırıklığı yaşayan, Berkeley'deki California Üniversitesi'nden Hukuk Fakültesi Dekanı Christopher Edley Jr., "İç meseleler ve yargı atamaları konusunda daha savaşkan ve risk almaya daha istekli olur mu?" diye sorduktan sonra ekliyor, ""Kıl payı zafer kazanınca ya ölçülü hareket edersin ya da 'Boş ver gitsin, haydi ortalığı kızıştırıp bir şeyler elde edelim' dersin". Başkan Obama bu soruyu yanıtlamaya hemen başlamalı. Trilyonlarca dolarlık otomatik vergi artışları ile harcama kesintilerinin yol açacağı yaklaşan yılsonu "mali uçurumu", Ocak'ta İncil'e el basıp ikinci kez yemin bile bitmeden önce Obama'yı başkanlığının geri kalan dönemini şekillendirecek öncelikleri belirlemeye zorlayabilir. partinin uzlaşacağı umudunu dile getirdi. Bu görüşü destekleyen Demokrat Parti Massachusetts Senatörü John Kerry, "Senato'da bana tıkanıklığı ve çılgınlığı aşmak istediğini söyleyen muadillerimle aylardır görüşüyorum" dedi. Başkanın destekçilerine göre bu görüşün aşırı iyimser olduğu ortaya çıksa bile Obama'nın yeniden seçilmesi onu daha güçlü bir konuma getirdi.

Dört yıl önce Obama'nın geçiş dönemindeki ekibini yöneten John D. Podesta, "Aslında Obama'nın elinde oyunu kazanmasını sağlayacak birçok koz olduğunu düşünüyorum. Kararları veto edilemeyeceği için, Cumhuriyetçilerin ilgilenmek zorunda kalacağı bir dizi talepte bulunabilir" diyor. Ancak Cumhuriyetçiler Obama'nın da kendileriyle uğraşmak zorunda kalacağını belli ediyor. Obama'nın Kongre'de yaptığı bir konuşma sırasında "Yalan söylüyorsun!" diye bağıran Temsilciler Meclisi'nin Cumhuriyetçi Güney Carolina milletvekili Joe Wilson, "Kazanırsa kazansın. Seçmenler Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu kesinlikle bize verecek. Bunun anlamı şu: Seçmenlerimiz gerçekten taviz vermeyeceğimizi öngörüyor ve bize güveniyor" diyor. Obama'nın yeniden seçilmek için verdiği mücadelenin yerini artık siyasi ilkeleri için vereceği mücadele alacak. Kampanya sırasında kuşkularını bir kenara bırakan liberaller, fikirleri uğruna savaşması için başkana tekrar baskı yapacaklarını söylüyor. Diğer Demokratlar ile bazı Cumhuriyetçiler, kendisine oy vermeyenlerin fikirlerine daha açık olması için Obama'yı sıkıştıracak.

Halen Oklahoma Üniversitesi'nin rektörlüğünü ve başkanın istihbarat danışma kurulunun eşbaşkanlığını yürüten eski senatör David Boren, "Obama havayı değiştirmek için çarpıcı bir şey yapmalı ve partiler üstü çözümler bulma konusundaki ciddiyetini göstermeli" diyor. Boren Obama'nın Cumhuriyetçiler ile Demokratlar'ı bir araya getiren "birlik kabinesi" kurmasını öneriyor. Kampanyasının kapanış konuşmalarında bu gerilime değindiği görülen Obama, Ohio'daki destekçilerine yaptığı seçim konuşmasında, "Washington'da daha fazla işbirliği görmek istiyorum. Bu ülkeyi ileri götürmek için herkesle çalışırım" dedi. Ancak Obama, "Washington'da barışı sağlamanın bedeli öğrenci yardımını kesmek, sağlık reformunu iptal etmek veya yaşlıların sağlık güvencesini kaldırmak olursa, bu bedeli ödemem. Bunun partiler üstü olmakla ilgisi yok. Bu gerçek değişim olmaz. Bu, orta sınıf ailelere çok uzun zaman boyunca sıkıntı veren eski statükoya teslim olmaktır" dedi. Yine de Obama'nın kampanya stratejisi birçok konuya değinmedi. Obama ile yardımcıları bazı röportajlarında, başkanın ikinci döneminde göçmen yasalarını ve iklim değişimini ele almayı umduğunu belirtti. Ancak Obama seçim konuşmalarında bu konulara nadiren değindi. Başkan Ronald Reagan ve Baba Bush dönemlerinde Beyaz Saray'da çalışan ve şu anda üst düzey lobicilik yapan Ed Rogers, "Kampanyanın bir talebi veya ilkeyi onaylatmakla ilgisi yoktu. Temsilciler Meclisi'nin Obama'ya istediğini vereceğini sanmıyorum. Başkanımızın fazla otoritesi veya gücü olacağı konusunda kötümserim. Hiç kimse ondan korkmayacak" diyor.

Obama ikinci başkanlık dönemlerinde ilerleme sağlamak için sınırlı bir süre olduğunu çok iyi biliyor. Obama'nın ilk Beyaz Saray Genel Sekreteri olan Chicago Belediye Başkanı Rahm Emanuel, "İlk 14 ay verimsiz, son 14 ay ise verimli geçer. Bu ikisinin arasındaki dönem ise vasat geçer" diyor. Demokratlar Obama'nın bunu dikkate alarak siyasi sürecin kontrolünü sağlamak için hızlı hareket etmesi gerektiğini söylüyor. Eski Başkan Bill Clinton'ın Kongre'yle ilişkilerini yürüten ve halen American Üniversitesi'ndeki Kongre ve Başkanlık Araştırmaları Merkezi'nin müdür yardımcılığını yapan Patrick Griffin, "Hiçbir şeyi güçlü biçimde onaylamazsan, daha hızlı bir şekilde etkisiz kalırsın. Güvenilirliğin yoksa, bazı zaferler kazanamıyorsan, hem kendi partin hem de rakip parti tarafından çabucak dışlanırsın" diyor.

12.11.2012

The New York Times / Peter Baker