Özellikle okulların açılması ve havaların soğuması ile birlikte özellikle gribal enfeksiyon hastalıklarında artış olduğuna dikkat çekiliyor. Okul döneminde çocuklar kadar öğretmenleri de bekleyen hastalıkları ve bu hastalıklardan korunma yollarını Rinoest Klinik’ten Op. Dr. Coşkun Şanverdi anlattı.
Öğretmenler ders anlatırken sürekli konuşmak zorunda olduklarından bazı kronik hastalıklara daha meyilli olabiliyorlar. Öğretmenlerde; kronik faranjit, kronik laranjit, ses teli nodülü gibi hastalıklar daha sık görüldüğünden bu hastalıklar “öğretmen hastalığı” olarak da adlandırılabiliyor.
Dr. Coşkun Şanverdi’ye göre, okul ile toplu taşıma araçları kapalı ve kalabalık ortamlar olduğundan bu tür hastalıkların daha kolay bulaşması için uygun ortam oluşuyor. Öğretmenler, kalabalık ve havasız sınıf ortamında çalıştıklarından solunum yolu ile bulaşan enfeksiyon hastalıkları açısından risk grubunda bulunuyor.
Okul döneminde bu hastalıklara dikkat!
Okulda en yaygın görülen hastalıkların başında soğuk algınlığının geldiğini belirten Dr. Coşkun Şanverdi, “Yetişkinler yılda ortalama 3-4 kere soğuk algınlığına yakalanıyorlar” dedi.
Sık görülen kış hastalıklarından birinin de bademcik ve geniz eti hastalıkları olduğunu belirten Şanverdi, “Okulda daha fazla mikroorganizmaya maruz kalan öğrenci ve öğretmenler için bu dönemlerde hastalık sıklığı artmaktadır. Boğaz ağrısı ile birlikte yutkunma zorluğu da yaşanır. Bir hekime gözükmeden kulaktan duyma tedavilere başvurulmamalıdır. Aksi takdirde çok ciddi sonuçlar doğurabilir.” şeklinde açıkladı.
Teneffüs saatlerinde sınıflarda koşuşturan, oyun oynayan çocuklar ve çok fazla havalandırılmayan tozlu sınıflar nedeniyle öğrenci ve öğretmenler birçok alerjik rahatsızlıklara yakalanabiliyorlar. Okullarda kullanılan tebeşir nedeniyle havada uçuşan tebeşir tozları ve tahta kaleminin mürekkebi gibi faktörler alerjik nezle ve faranjit için zemin oluşturabiliyor. Ağız ve burun yoluyla solunan bu toz ve kokular ilerleyen dönemde kronik hastalıklara da sebep olmaktadır.
Peki öğretmenlerin korkulu rüyası olan “Faranjit” nedir?
Faranjit, boğazın orta kısmında bulunan farenks (yutak) mukozasının iltihabı demektir. Bu iltihabi durum akut (ani gelişen) veya kronik (uzun süreli) şekilde gelişebilir.
Her ses kısıklığı faranjit olarak tanımlanabilir mi?
İyi bir ses oluşumu için akciğerlerin, ses tellerinin, ağız ve burun boşluklarının sağlıklı olması ve koordineli çalışabilmesi gerekmektedir. Bu yüzden ses kısıklığı bu belirttiğimiz bölgelerin herhangi birindeki rahatsızlıklara bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Akciğerlerdeki kitleler, kronik akciğer hastalıkları, verem, ses tellerindeki kitleler, ses teli felçleri, ses teli iltihapları, burun tıkanıklığına yol açan kitleler, sinüzit ve nezle gibi iltihaplı durumlar ve faranjitler (yutak iltihabı) ses kısıklığına sebep olabilirler.
Alınabilecek önlem ve tedavi yöntemleri
Hem akut hem kronik faranjitlerde öncelikle tam bir kulak burun boğaz muayenesi yapılmalı ve şikayetlere sebep olan enfeksiyon nedenine göre uygun medikal tedaviler seçilmelidir. Bunun yanı sıra yaşam tarzı konularında da düzenlemeler yapılmalıdır.
Alıntı / Web siteleri