Nereye baktığınız o kadar önemli değil, oraya nasıl baktığınız önemli. Çünkü hayat, niyete göre şekillenir. Ve baktığınız yerde olanı değil, görmek istediğinizi görürsünüz.
Bu anlamda hayata olumsuz bakan olumsuzluklardan oluşmuş bir hayatla karşılaşır. Tabi” ki yaşam ona zehir olur. Bu bir hastalıktır, ama yenilmesi mümkün bir hastalıktır.
Şimdi hayatımıza olumlu yaklaşım ile bakmaya çalışalım:
• Hayat aslında güzeldir, ancak dikkatsiz, duyarsız ve duygusuz yaşadığımızdan güzellikleri ıskalıyoruz.
• Ne güzelliklere özen gösteriyoruz, ne ayrıntılara dikkat ediyoruz, ne de elimizdeki artıları görmek için çabalıyoruz.
• Düşünün lütfen: Sabah uyandığımızda hangimiz, bize o günü de yaşama şansı vereni hatırlayıp şükrediyoruz?
• Kaçımız, “Bugün çok özel, çok güzel bir gün, çünkü ben bugün de yaşıyorum” deyip neşeyle kendimizi kutluyoruz?
• Hadi bugün bilinçli yaşayalım…
• Herkesin bugünü yaşama şansı olmadı, dün gece binlerce kişi öldü; biz ise yaşıyoruz.
• Ayrıca ağrılar içinde kıvranmadığımız için de çok şanslıyız.
• Önce uykudan uyanalım. Rengârenk bir gökkuşağına dönüşmek istiyorsak hemen dönüşelim, aya ulaşmak istiyorsak derhal ulaşalım; bilirsiniz ya, hayallerin sınırı yoktur; gerçekte yapamadığınız her şeyi hayalimizde yapabilirsiniz.
• Bu kadar tembellik yeter, artık yataktan çıkalım. Lavaboda dişlerimizi fırçalarken aynaya bakıp kendimizi sevelim…
• Biz kendimizi sevmezsek, başkaları bizi niçin sevsin?
• Alabildiğine de umutlanalım. Çünkü onsuz hiç bir şey olmaz: Yaşamak dahil.
İnancınız varsa umudunuz da olacak…
• Umudumuz olunca korkmayalım; inanalım ki, imkânlarımız ve fırsatlarımız da olacaktır.
• Herkes hayata kendi yürek penceresinden bakar ve sadece görmek istediğini görür.