İnsanlarla sohbet etmek ve onları dinlemek çok yol göstericidir. Hayata nasıl bakıyorlar, neyi başarmışlar, nasıl başarmışlar ve başarırken hangi tutumları izlemişler veya hangi tutum veya inançla başarısız oldular.
Hayat boyunca hepimiz bir çok zorluklarla karşı karşıya kalıyoruz. Kimse bir tek kendini sorunlu sanmasın. Herkesin kendine has sorunları var ; birisi kayın validesiyle anlaşamıyor, onun baskısı hayatını cehenneme çeviriyor; başkası eşiyle hiç anlaşmazken, diğer biri sıcak bir yuva özleminde. Biri para içinde yüzerken, çocuk sahibi olamıyor, beş çocuklu işsiz babayı bırakın çocuklarına Bayramda yeni ayakkabı almayı, akşama sofraya neyi koyabilirim diye, kara kara düşünüyor.
Bir kaç sene önce Mudanya - Yeniköy feribot iskelesinde beklerken, yanımda duran bir adamın telefon görüşmesine kulak misafiri olmuştum. Ertesi güne 400 bin lirayı bir yere yatırması gerekiyormuş - fakat bu parayı tamamlayamayacağı her halinden belliydi. Telefonu kapattıktan sonra o dağ gibi adam yere yığılmıştı. Yanındaki küçük oğlunun çaresiz bakışları o gün ki gibi halen gözlerimin önünde. Kızım ve ben o beyefendinin durumuna çok üzülmüştük. Kısa zaman sonra yine ayağa kalkmıştı fakat çok derin bir bunalım yaşadığı yüzünden okunuyordu.
Bu tür sorunları aşmak için biraz zamana, doğru bir girişim ve sabra ihtiyaç vardır. Bir de ansızın karşımıza çıkan günlük sorunlar vardır: Evde kalorifer kazanı patlıyor, arabanın lastiği parçalanıyor, eve hırsız giriyor..v.s.
Bir kaç sene önce 30 kişiyle konaklamamız gereken bir otelde resepsiyon bizim grup rezervasyonumuzu kayıp ettiği için odasız kalmıştık. Gelin şimdi, bu kadar kişiye uygun bir otelde yer bulun.. Birlikte çalıştığımız arkadaşların tecrübesi, biraz da şans bize orada yardım etmişti. O anda tam altmış göz size bakıyor ve sizden çare bekliyor. O günden sonra bir daha onaylanmış da olsa, listedekine güvenirim, yine de kontrol etmeyi ihmal etmem. Eminim, siz de bu aksiliklere daha yüzlercesini ekleyebilirsiniz.
'Sadece mezarda yatanlar sorunsuz insanlardır.’
Norman Vincent Peale
Doğuştan ölüme kadar bir çok sorunla mücadele ediyoruz, onlar hayatımızın bir parçası. Zengin - fakir, büyük - küçük, biri biter, diğeri kapıda beklemekte. Peki, bu gerçekten bu kadar kötü mü ?
'Eğer yürüdüğünüz yolda hiç engel yoksa, o yol sizi hiç bir yere götürmez.’
George Bernard Shaw
Aslında sorunlarla birlikte büyüyoruz ve olgunlaşıyoruz. Geriye bir bakın, bir sorunun üstesinden geldiğinizde, kendinizi nasıl hissettiniz? Bu konuda daha güçlü, daha özgüvenli, daha mutlu, değil mi ? Önemli olan, sizin nasıl bir tutum sergilediğiniz. Bir soruna karşı başınızı kuma mı gömersiniz, yoksa ondan en iyi dersi çıkartmak için kolları mı sıvarsınız?
Tibetliler bir dualarında neler istiyor, bir bakın:
‘Bana bu yolculuğumda dayanabileceğim zorlukları ve acıları ver ki, kalbim uyanabilsin, özgürlüğe ve evrensel sevgiye erişebileyim.’
Öncelikle belki şu soruyu sormakta yarar vardır: Ben şu sorundan gerçekten kurtulmak istiyor muyum? Şimdi bir itiraz gelebilir, tabi ki kurtulmak istiyorum dersiniz!
Dr. Bandler bir kitabında insanların yaşadıkları sorunlarla kendilerini tek ve eşsiz olduğunu sandıklarını ve ilgi çekmek için bu sorunlardan kurtulmak istemediklerini veya ona bağlı inançlardan vazgeçmediklerini söylüyor.
Şu soruları sormakta yarar vardır. Bu sorun bana neyi kazandırıyor? Neye hizmet ediyor? Bu sorun olmasa, ne oluyor?
Bir yakınımın bir cümlesi vardır: ‘Gelir, beni bulur.' Bunu düşünen bir insanın başına türlü türlü şeyler gelmez mi Bir gün üst komşu vanasını bir su kesintisinde açık bırakmış. Su tekrar açıldığında aşağı kata akmış ve bütün parkeleri yerinden kaldırmış. Bu olay ne kadar üzücüyse de tutumundan (gelir, beni bulur) vazgeçmiyor. Çünkü içinde bir kazancı da var. Bu insan hikaye anlatmaya bayılıyor ve bu tür olaylar ister istemez insanların gülmesine yol açıyor. İlgi odağı oluyor bu tür hikayelerle, kısacası. Ne kadar tuhaf gelse de, bazı insanların yaşadıkları sorunlardan bir veya birkaç tane çıkarı vardır. Onun için sizde önce bu sorunun herhangi amacınıza hizmet edip, etmediğine yukarıdaki sorularla bir bakın. Olayı gerçekten anlayana kadar, yeni sorular sorun kendinize ve dürüst olun.
Eğer gerçekten bir sorunla baş etmek istersek, neler yapabiliriz?
‘Hayatımın % 10 başıma gelenlerden, % 90 onları ne şekilde karşıladığımdan ibarettir.’
Chuck Swindall
1) BAŞARISIZLIĞIN YENİ FIRSATLAR YARATABİLECEĞİNİ BİLİN
Başımıza gelen aksiliklerin içinde bazı fırsatlar gizlidir. Bütün mesele, pes etmeden ve yılgınlığa kapılmadan, bu fırsatları fark edebilmektir. Bir şeyin daha iyi olabileceğine işaret. Doğru gitmeyen şeyleri farkedin. Geliştirmeniz gereken parçayı bulun ve onun üzerine çalışın.
2) VAR OLANLARA ŞÜKREDİN!
İşler kötü gittiğinde, insanlar kendilerine acıma eğiliminde oluyorlar. Yepyeni bir şekilde düşünmenizi sağlayacak olan bir bakış açısı edinmenin yolu ise, şükretmeniz gereken şeyleri görmenizden geçer. Bir kağıda şükredebileceğiniz her şeyi yazın: Sağlığınız, eviniz, çocuklarınız, eşiniz, başardıklarınız, kıyafetleriniz, yatağınız, oturduğunuz şehrin güzelliği… v.s. Bu kağıdı evinizin bir yerine asın ve kendinize bir acıma krizi geldiğinde, onu okuyun.
3) KENDİNİZE GÜVENİN VE HAREKETE GEÇİN!
Beklenmedik aksilikler karşımıza çıktığında, genelde korkuya kapılırız, endişelenme ve vazgeçme isteği, ayrıca şüphe duygularıyla tepki veririz. O anki kötü duyguların kişiliğinize hakim olmasına izin vermeyin. Sakin olun ve cesaretle harekete geçin. Karşımıza çıkan zorlukları aşabileceğinizi bilmenin güven duygusu, güçlü kılar. Korkularımızı yenerken edindiğimiz bilgelik, gelecekte karşılaşacağımız aksilikler karşısında paha biçilmez bir değere sahip olacaktır.
4) OLUMSUZLUKLARIN DÜZELECEĞİNİ BİLİN
İçinizde ki durum kalıcı değildir. Her mevsim kalıcı olmadığı gibi, sorunlar da kalıcı değildir. Yeni seçimler yapın, düşüncelerinizi elden geçirin. Bu veriler doğrultusunda yeni bir rota belirleyip, yeni inançlar oluşturun. Kendinizi güçlü cümlelerle motive edin. Yolunuza devam edin. Güçlü yeni inançlar oluşturun.
'Zorluklar ne kadar büyük olursa, onların altından kalkmakla erişilecek ihtişam o derecede parlak olur. Usta kaptanlar, maharetlerini ve saygınlıklarını, atlatmış oldukları fırtınalarla elde etmişlerdir.’
Epiktetos
Sevgi ve Saygılarımla.
Sam Glenn 'Doğru Tutumların Gücü ' kitabından bir kaç cümle alıntı yapılmıştır.