Mike Goldsmith, gürültüyle ilgili çok sayıda bilgi topladı. Bunlardan bazıları bilindik (kamyonlar gürültülüdür), bazıları dikkate değer (Big Bang, sessizce gerçekleşti) bazıları ise tarih oldu: Talihsiz Concorde o kadar gürültülüydü ki 1996'da ABD'ye iniş yapması geçici olarak yasaklanmıştı.
İngiltere Ulusal Fizik Laboratuarı'ndaki ses bilim grubunun başında bulunan Goldsmith, amatörlere yönelik pek çok kitabın yazarı. "Discord", Milattan Önce 2 bin 600 yılında inşa edilen Stonehenge'den başlayarak sesin tarihini anlatıyor. Ses bilim üzerine araştırmalar yapan uzmanlar, Stonehenge'de bir çatının olmamasına rağmen taşların düz ve hafif kıvrımlı olan iç yüzeyleri sayesinde, bu bölgenin bir zamanlar bir konser salonu kadar çok yankılandığını ifade ediyor. Goldsmith, "Bu, ses mühendisliğinin etkileyici bir kullanımı" diyor. Goldsmith, "gürültünün" tanımının genelde "istenmeyen ses" anlamına geldiğini kabul etse de, istenenle istenmeyeni sık sık birleştiriyor. Fonograflar, telefonlar ve motorlu taşıtlar, onun "gürültü yüzyılı" dediği şeyin bir parçası. Goldsmith, gürültüyü hapseden modern binaların inşa edilmesinden kısa süre sonra, "bu binalarda yaşayanların iç mekânları yeni piyasaya çıkan gürültülü teknolojilerle doldurduğunu" yazıyor. Fonograf ve radyo, onları dinleyenlere nadiren gürültülü geliyordu. Ancak dinleyenler gençlerse ve ses yüksekse, ebeveynleri gürültüden rahatsız olabiliyor. Goldsmith ayrıca gürültüden saparak sese yöneliyor. Pisagor, tam sayılar arasındaki basit oranlara ilişkin teorilerini oluştururken "uyumsuzluk kavramı"ndan yararlandı. Plato, sesin kulaktan beyne ve kana geçtiğini ve karaciğere ulaştığını düşünüyordu. Sesin tıpta pek çok faydalı kullanım alanı var (örneğin makine ile cilt arasındaki hava, sinyali emdiği için ultrason sırasında jel kullanılıyor).
Bir de duyamadığımız sesler var: İnfrasonik, yani ses sınırının altındaki sesler. 1998'de bir laboratuarda çalışan bilim insanları, gri renkli bulanık şekiller gördüklerini düşündü. Gördükleri şekillerin izine bir aspiratörün üzerinde rastladılar. Aspiratörün ses sınırının altındaki sesi, tam da göz yuvarlarını titretecek ve bir göz yanılması yaratacak frekanstaydı. Sesle ilgili ilk düzenlemeyi M.Ö. birinci yüzyılda Yunanların yaptığı (çömlekçileri, tenekecileri ve hatta horozların yerleşim yerlerinde bulunmasını yasaklayarak) düşünülse de, gürültü yıllardan beri hayattaki en katlanılmaz şeylerden biri olarak görülüyor. Seneca, sadece zevk düşkünleri gibi iradesiz kişilerin gürültüye katlanabileceğini söyleyerek Romalıların görüşünü özetlemişti. Goldsmith iyimser olmak istiyor ama gürültü kirliliğinin günün birinde azalacağına dair ne kendini ne de okuru ikna edemiyor. "Binlerce yıllık bilinçlenmeye, yüzlerce yıllık kontrol girişimine ve onlarca yıllık bilimsel çalışmalar ve yasal düzenlemelere rağmen, gürültünün her zamankinden daha büyük bir sorun olduğunu" yazıyor. Buna karşın "birlikte el ele verirsek, daha sessiz bir geleceğe kavuşabileceğimizi" söylüyor.
04.02.2013
The New York Times