İş hayatımızda, maşallah, sendrom zenginiyiz. Cam tavan, tükenmişlik, hasta bina, süper anne, orta yaş… vs vs! Çalışan, bunlardan birine mutlaka yakalanıyor, diyor uzmanlar. Sendromlar insanları fiziksel olarak da etkiliyor. Bir yandan bedensel, diğer yandan zihinsel engeller hem kişiyi hem de çevresindekileri etkiliyor. Motivasyonu, performansı düşen çalışan işinde eskisi kadar verimli olamıyor. Bununla da kalmayıp çizdiği karamsar tabloyla iş arkadaşlarını da olumsuz yönde etkiliyor.
İş hayatında en sık karşılaşılan sendromları ve bunların başa çıkma yöntemlerini uzmanlara sorduk.
İş hayatında stres yapmamıza neden olacak, psikolojik olarak bizi zorlayacak durumlarla karşılaşıyoruz. Aralarında bazıları var ki, neredeyse çalışan herkesin başına geliyor. Bu sıkıntılarla, sendromlarla başa çıkmak için önce onların etkisinde olup olmadığımızın farkında olmamız gerekiyor.
Bazı sendromların üzerinden ufak tefek değişikliklerle gelebilirken bazılarında uzmanlardan yardım almak gerekiyor. Böyle durumlarda çalışanın iş arkadaşları ve yöneticinden gelecek destek de çok önemli.
Sendromlar farklı farklı olsa da çalışanı aynı şekilde etkiliyor. İş yapmak istememe hali, yorgunluk, bıkkınlık, moral ve motivasyon eksikliği, işten soğuma bunlardan bazıları. Bununla da kalınmıyor, sendromdaki kişi karamsar bir ruh halinde olduğu için hem çevresini hem de şirketi olumsuz etkiliyor.
Sendromların belirtileri çok kişisel olduğu için önceden kestirebilmek çok zor.
Sendrom 3 nedenden ötürü ortaya çıkıyor:
Karar alma, ödül ve liderlik süreçlerinde iletişimdeki aksaklıklar da kişiyi sendroma sokacaktır.
Sendrom kişileri sadece zihinsel olarak etkilemiyor. Stres vücudu da vuruyor. Hangi sendrom olduğu fark etmiyor. Bedensel şikayetler hepsinde görülebiliyor. Halsizlik, yorgunluk, bazılarında kilo kaybı veya tam tersi olarak kontrolsüz kilo alışı, mide, bağırsak, sindirim sisteminin bozulması… Yani beyin düzgün çalışmadığı zaman bu durum diğer organları da etkiliyor.
Uzman Psikolog E. Selin Uçal, Psikolog Merve Tepeli Yürüten ve Marmara Üniversitesi Prof. Dr. İnci Erdem Artan iş hayatında en sık görülen sendromları, başa çıkma yöntemlerini ve örnek vakaları anlattılar.
İşsiz kalma sendromu
Hem çalışanlarda hem de iş arayanlarda görülebiliyor. Kişi mevcut işini kaybetme veya iş arıyorsa bulamama korkusuyla bu sendromu yaşayabiliyor. Daha sıkıntılı, endişeli, keyifsiz olabiliyorlar. Dikkatlerini toplayamıyorlar. Motivasyon düşüyor ve hayatındaki diğer alanların da bozulmasına neden oluyor. ‘Şimdi bana ne olacak?’ sorusu yoğun çalışma hayatından birden boşluğa düşüldüğünde duyuluyor. Daha çok beyaz yakalılarda görülüyor.
Vaka örneği
42 yaşında iletişim sektöründe 10 senedir çeşitli pozisyonlarda çalışmakta olan erkek danışan ‘ya beni işten diğerleri gibi çıkarırlarsa?’ ‘aileme nasıl yeteceğim?’ ‘bu yaştan sonra nerede iş bulacağım?’ ‘geleceğimi göremiyorum…’ gibi şikâyetlerden dolayı başvurmuş. Son 6 aydır sürekli olarak bu soruların kafasına takıldığından, geceleri uykusuzluk çektiğinden ve asabi olduğundan dolayı mutsuz olduğunu belirtmiş ve düzenli olarak haftada bir seanslara başlanmış.
Tavsiyeler
Bu genel bir endişe hali olduğu için kişiyi rahatlatmak gerekiyor. Özgüvenini kazanması için çalışmalar yapılabilir. Başka bir öneri de B planını hazır tutmak. Böylece işsiz kalma durumunda en azından bir süre idare edebilecek kazanç elde edilebilir.
Cam tavan sendromu
Psikolojide öğrenilmiş çaresizlik olarak da geçiyor. Kişinin kendine koyduğu sınırın üzerine çıkamaması durumu. Uzunca süre aynı şekilde çalışmış, sınırlarını zorlamamış, kendini bastırmış olan kişiler kendi koydukları sınırlar kadar çıkabiliyorlar. Bu sendrom kişide yetersizlik duygusu uyandırıyor. İşini iyi yapamamasına neden oluyor. Daha çok aile şirketlerinde, aileden olmayan çalışanlarda, üst düzey rollerde kurumsal firmalarda çalışan kadın yöneticilerde daha sık görülüyor.
Vaka örneği
38 yaşında ilaç firmasında çalışan bir kadın yönetici işinden mutsuz olduğundan dolayı başvurmuş. Sonra ki görüşmelerde bu mutsuzluğunun asıl nedeni olarak 3 senedir aynı pozisyonda çalıştığını, patronunun onu takdir etmediğini ve önümüzdeki günlerde yeni görev dağılımlarının yapılacağı; bununla beraber kendisinin bir üst pozisyona geçemeyeceğinden dolayı duyduğu sıkıntılar da ortaya çıkmış. Zaman içerisinde yapılan görüşmelerde asıl gerçeğin iş hayatının yüzünden ailesinden uzak kalmasının, çocukları ile yeterli zaman geçirememesinden üzüntü duyduğundan aslında kişinin kendisinin bu engeli yarattığı saptanmış.
Tavsiyeler
Çalışana cesaret vermek, özgüveni kazanmasını sağlamak gerekiyor. Kendi yapabildiklerinin üzerine neler katabilir, alternatifler neler, bunlara bakmak gerekiyor. Bir başka öneri de yatay kariyer. Yani yukarı değil yana doğru kariyeri geliştirmek, farklı beceriler kazanmak, alanını geliştirmek.
Süper anne sendromu
Çalışan kadının hem eş hem annelik hem de iş hayatındaki rolünü dört dörtlük yapmak istemesi üzerine ortaya çıkan sendrom. Toplumumuzda biraz daha artı bir sendrom olarak görünüyor. Evinin kadını, çocuğuna çok iyi bakar, iş hayatında harikadır gibi söylemler kadının hoşuna gidiyor. Bu nedenle hepsini mükemmel bir şekilde yapmaya devam etmek istiyor. Bu hastalık daha çok aile şirketlerinde ve bankacılık, tekstil gibi sektörlerde çalışan kadınlarda görülmektedir.
Vaka örneği
40 yaşındaki bankacılık sektöründe çalışan kadın danışan sürekli olarak bir telaş halinin olduğundan; hem ev düzenini sağla, hem çocuklarla ilgilen, hem işe koş hem anneye zaman ayır gibi sorumlulukların çok ağır geldiğinden dolayı terapi sürecine başlamış. Zaman içinde en az kendisi kadar annesinindi ‘mükemmeliyetçi’ bir kişilik yapısına sahip olduğu ortaya çıkmış. ‘Ben kimseye muhtaç değilim; kendi işlerimi tek yapabilirim’ düşüncesinden uzak kalıp yardım isteme alışkanlığının kazanılması görüşmeler boyunca ifade edilmiş; öncelikler listesini yapması istenmiş.
Tavsiyeler
İyi bir ajanda ve zaman planlamasıyla bunun önüne çok rahat geçilebilir. Nereye ne zaman ayıracağını bilmek ve gerçekten ona zaman ayırmak önemli. İş bölümü, paylaşım yapmak kadının üzerindeki yükü alacaktır.
Tükenmişlik sendromu
Çalışanın kendini bitmiş, yıkılmış, bıkkın hissetmesi durumu. İşe yeni girildiğinde beklentilerin karşılanmaması, hayal kırıklığı baştan tükenmişlik sendromunun yaşanmasına neden olabiliyor. Tabii ilerleyen zamanlarda da bu sendrom yaşanabilir. Aynı işte uzun süre çalışa çalışa belli bir süre sonra iş rutinleşiyor, bir süre sonra iş bıkkınlığı başlıyor. Hayır diyemeyen, herkesin işine koşmayı seven, her şeyi ben yapayım, iyi yapayım, kim ne isterse karşılayayım düşüncesi olan kişilerde daha sık görülür. Bu özellikler de kişiyi tükenmişliğe iter. Fiziksel ve ruhsal çöküntülüğün en çok yaşandığı sendromdur. Maddi manevi ödüllendirilmedikleri zaman iyice çökerler. Karşı taraftan takdir edilmemek sendromun kopuş noktasıdır. Daha çok hastane ortamında ve sağlık sektöründe çalışanlarda görülmektedir.
Vaka örneği
53 yaşında doktor bir danışan kendini son 3 aydır aşırı yorgun, bitkin ve mutsuz olarak hissettiğini; yaşamdan artık keyif almadığını, işine ve hatta hastalarına olan ilgisinin azaldığını, dengesiz bir ruh hali içinde olduğunu ve mide ağrılarının arttığı şikâyetleri ile gelmiş. Tipik bir ‘tükenmişlik sendromu’ tarifi yapan hasta ile terapiler başlamış.
Tavsiyeler
Hobi geliştirmek, resim yapmak, müzikle ilgilenmek tavsiyelerden biri. İş hayatında yaşanan sıkıntıyı bir yerde boşlatmak gerekiyor. Durum çok ciddiyse uzman birinden yardım alınması tavsiye ediliyor.
Pazartesi-cuma sendromu
Tatil dönüşü işe adaptasyon sürecine pazartesi sendromu deniyor. Haftasonu tatilinden çıkan çalışan iş yapmaya pek gönüllü olmuyor. Moral motivasyonu düşük oluyor. Pazar akşamından başlayan rahatsız edici stres ile boğuşma durumu olarak nitelendirilen ‘pazartesi sendromu’ çeşitli sektörlerde çalışan herkesi etkiliyor. Aynı şekilde Cuma günü tatil planlarının yapılmaya başlamasıyla işler aksatılıyor ve bu da Cuma sendromu oluyor.
Vaka örneği
33 yaşında üretim sektöründe çalışan bir erkek danışan pazar gününden başlayan panik hali ve endişe, özellikle sabahları uykusundan kalkmakta güçlük çekme ama işte bir şekilde vardığında da aşırı yoğun tempo yüzünden zamanın nasıl geçtiğini; hatta farkına vardığında yine hafta sonunun geldiğini; yine pazar aynı endişe ve korkuyu son 4 buçuk aydır yaşadığından dolayı gelmiş. Zamanla, özellikle pazartesileri bir spor aktivitesi, evden çıkmadan bir kahve içme, gazete okuma alışkanlığının kazanılması, işiyle ilgili sevdiği taraflardan başlaması doğrultusunda çalışmalar ‘neden pazartesi günleri kendisini iyi hissetmiyor’ un araştırması yapıldıktan sonra sağlanmış.
Tavsiyeler
Pazartesi işe gitmeden yapılan küçük değişiklikler motive edebiliyor. Mesela erken kalkıp yürüyüş yapmak, kahvaltıyı farklı şekilde etmek gibi. Happy friday uygulamasına benzer bir uygulama pazartesi gününe çekilebilir. Pazartesi akşamına sinema, tiyatro gibi bir etkinlik konabilir.
Hasta bina sendromu
Dünya Sağlık Örgütü nün (DSÖ) raporlarına göre; günümüz insanı zamanının ortalama yüzde 70’ini iş, yüzde 20’sini ev ortamında olmak üzere yaklaşık yüzde 90’ını kapalı mekânlarda geçiriyor. Bu sendromda fiziksel sıkıntılar görülüyor. Binaların bakımsızlığı, iyi havalandırma sisteminin olmaması, temizliğin yapılmaması, uygunsuz çalışma şartları, kaplama halılar sendroma neden oluyor. Binada şikayeti olanlar binadan ayrıldıkça bu belirtileri hissetmiyor. Sendromun belirtileri arasında kuru öksürük, boğaz kuruması, sıkıntı hissi, konsantre olamama, deride değişiklikler, alerjik reaksiyonlar bulunuyor.
Vaka örnekleri
Otomotiv sektöründe mavi yakalı olarak çalışan 27 yaşındaki erkek hasta göğüste daralma, aşırı yorgunluk, sürekli bir nezle hali şikâyetlerinden dolayı başvurmuş. İş ortamı incelemesi yapıldığında binanın havalandırma sisteminde bozukluk da dikkati çekmiş. Aşırı stres altında hissetmekte olan danışan iş yerinin aldığı önlemlerle eski fiziksel sağlığına kavuşmuş; iş stresi ile baş etme teknikleri kazandırılmış.
Tavsiyeler
Bu sendromda çalışanın yapabileceği pek bir şey yok. Çalıştığı ofisin fiziksel şartları konusunda yöneticisini bilgilendirebilir. Daha uygun ortamda çalışma konusunda talepte bulunabilir.
Orta yaş kariyer sendromu
Orta yaş kariyer sendromu genelde orta yaşlarında olan çalışan kişilerin kendi kariyerlerine bakıp tatminsiz olduklarını farketmeleriyle başlıyor. Eskisi gibi yaptıklarınızdan keyif alınmıyorsa, işe aynı hevesle gidilmiyorsa, sorumluluklardan kaçılıyor ya da sorumluluklar hiç yerine getirilmiyorsa, depresif bir ruh hali varsa orta yaş kariyer sendromu ortaya çıkmış demektir .
Vaka örneği
41 yaşında mühendis olarak çalışan erken danışan iş ve özel hayatındaki mutsuzluk, gelecek kaygısı, işine olan motivasyon eksikliği, uyku sorunları ile başvurmuş. Sonraki görüşmelerde kişinin aşırı baskıcı mühendis anne ve babanın tek erkek çocuğu olduğu; aslında kendisinin ressam olmak istediği ama ailesinin yönlendirme ve baskısı yüzünden onları hayal kırıklığına uğratmamak adına mühendislik okuyup bu alanda kariyer yaptığı ortaya çıkmış. Zamanla içinde kalan duygu arzu ve istek ortaya çıkmış ve kişiye yaşamdan zevk almama noktasına kadar getirmiş. Ailesi olduğundan da 40 yaşından sonra bazı riskleri almaması gerektiği gerçekliğinin de ona hem iş hem özel hayatında mutsuz ettiği saptanmış. Bireysel ve çift olarak yapılan terapiler sonrasında kişi yeni hedefler belirlemiş; eşinin de desteği ile de hayatına dair bazı radikal kararlar alarak gelişmeler göstermiş.
Tavsiyeler
Üstesinden gelmek için öncelikle sorunun masaya yatırılması ve detaylı olarak ele alınması gerekiyor. Bunu yaparken de bir uzmanın objektif bakış açısı yardımcı olabilir. Sonrasında kişinin ne yapmak istediği belirlenmeli. İşini mi değiştirecek yoksa işiyle ilgili farklı bir yapılanmaya mı gidecek? Şu anki yaşantısına, bilgi, beceri ve tecrübelerine uygun iş imkanları neler? Bu gibi soruların cevaplarını bulmak, plan program yapmak, iş hayatına yönelik yeni hedefler koymak bu durumun üstesinden gelmeyi kolaylaştırabilir.
Kronik yorgunluk sendromu
Kişi sürekli dinlenmek, uyumak, yatmak istiyor. Bu fiziksel de olabilir psikolojik de. Her ikisinde de bedensel yorgunluk göre çarpıyor. Kişi mutsuz ya da çökmüş bir halden çok günlerdir uyumamış ve hırpalanmış görünüyor. Bu kişilerin uykuya olan ihtiyaçları bitmiyor. Bir derdi olup olmadığı sorulduğunda ise sadece uykusu olduğunu söylüyor. Genellikle kurumsal şirketlerde çalışanlarda; eğitim düzeyi yüksek olan kadınlar da ağırlıklı olmak üzere görülüyor.
Vaka örneği
29 yaşında organizasyon şirketinde çalışan kadın sürekli olarak kas ve eklem ağrıları çektiğinden, kendisini devamlı yorgun ve halsiz hissettiğinden, geceleri zor uyuduğunu ve sabahları zor kalktığından dolayı yaşadığı mutsuzluk nedeni ile başvurmuştur. Bunlara ek olarak da ağrılarından dolayı özel ve sosyal hayatının etkilendiğini dile getirmiştir. Bire bir görüşmeler esnasında danışanın son 4 senedir hiç tatil yapmadığı; sürekli olarak gece geç saatlere kadar çalıştığı ortaya çıkmıştır. Kişinin ağrılarının geçeceğine dair inanç ve motivasyon kazanması; bununla beraber iş yaşantısı dengelemesinin gerekliliği üzerine yönlendirme yapılmıştır.
Tavsiyeler
Öncelikle yorgunluğun fiziksel mi psikolojik mi olduğunu öğrenmek gerekiyor. Sıkıntının ortaya çıkması için bir takım uygulamalar yapılıyor ve gerçek yorgunluk nedeni tespit ediliyor. Bunlar onarıldıktan sonra kişinin hareketi, motivasyonu artmaya başlıyor, performansı yükseliyor.
Kraliçe Arı Sendromu
Kadın patron ya da yöneticilerin, kadın çalışanlar üzerinde strese neden olduğu gerçeği ile son zamanlarda çok karşılaşılıyor. Hemcinsleri tarafından yönetilen kadınlarda depresyon ve strese daha sık rastlanılıyor. Tarafsızlık ilkesi, cinsiyet körlüğü, kadın yöneticilerin bilinçaltındaki “Ben bu noktaya nasıl geldiysem, herkes aynı şekilde gelebilir; başarıyı yüceltme ihtiyacı, kıskançlık, kadın çalışanların çeşitli nedenlerle bir çeşit tehdit unsuru olarak görülmesi sendromun başlıca özellikleri.
Vaka örneği
32 yaşında bankada çalışan bir kadın iş stresinden dolayı başvurmuş. Durum incelemesi yapıldığında kişinin bağlı olduğu kadın patronun, sürekli olarak gündeme geldiği dikkat çekmiş. Anlatılan örneklerde, kadın patron danışanı sürekli olarak aşağılama, aşırı görev yükleme, kendisini onaylamama, en önemli toplantılara dâhil etmeme gibi davranış biçimlerini gösterdiği gözlemlenmiş. Kişi ise doğal olarak zaman içinde mutsuz ve stresli bir hal almış; bu içinde bulunduğu durum ise onu bunalıma kadar itmiş.
Tavsiyeler
Bu durumda kişiyle yüzleşmek, duygu ve düşünceleri aktarmak gerekiyor. Nedenler üzerine düşünmek ve kişinin değerini fark etmesi de bu sendromu atlatmakta önemli faktörler. İş değiştirmek veya sorun yaşanan kişiden kaçmak yerine o kişiyle yüzleşmek gerekiyor.
Başarısız olma sendromu
Sürekli başarı odaklı olmak ve mükemmeliyetçiliği yakalama isteği içinde olmak kişilere beraberinde ağır yük oluşturabilir. Herhangi bir işte, ya başarısız olursam ya beceremezsem düşüncesinin getirdiği sıkıntı kişiyi sendroma sürüklüyor. Sürekli panik halinde ve sıkıntılıdırlar. Konsantrasyonları çok kolay dağılabilir.
Vaka örneği
İşte başarısız olma sendromu ile ilgili bir vaka incelemesi: 35 yaşında bir erkek danışan son zamanlarda yaşadığı sıradan iş hayatından bıkkınlık ve mutsuzluktan dolayı başvurmuştur. Bu durumunun nedenleri araştırıldığında çocukluk döneminde onu çok derinden etkileyen başarısızlıklar gündeme gelmiştir. Zaman içinde de birey ‘ya başaramazsam?’ korkusu geliştirerek yeni şeyleri denememe, kendine inanmama, ileriye bir adım atmak için sürekli olarak bahaneler bulma, işte performans korkusu gibi duygu ve düşüncelerin esiri ortaya çıkartılmıştır. Kişinin kendilik saygısında azlık ve olduğu kişiyi beğenmeme gibi duygular üzerinde çalışmalar yapılmış ve öz- güven kazandırma hedef alınmıştır.
Tavsiyeler
Mümkün olduğunda başarısızlığı kişinin nasıl algıladığını tespit etmek gerekiyor. “Başarısız olursam nasıl olur” hikayelerine bakmak lazım. Kişiyi rahatlatmak gerekiyor. Kafasında oluşan yanlış düşünceleri, yanlış öğrenmeleri uzman yardımıyla değiştirmek mümkün.
Kaynak: Hürriyet İK - Zeynep Mengi