Gezegendeki en sosyal, en zeki ve en karizmatik hayvanlardan biri olan katil balina (orka), insanlar tarafından esaret altında tutulmalı mı? Dünyanın bütün okyanuslarında bulunan katil balinalara, bir zamanlar kurtlar kadar kötü gözle bakılırdı. Ama onlara katil adı, kötü olduklarından değil, balık, penguen ve fokların yanı sıra balinaları da avladıklarından dolayı yakıştırıldı. İnsanlar kadar uzun ömürlü olabilen orkaların güçlü aile bağları, karmaşık sesli iletişimi ve işbirliği içinde yürüttükleri bir avlanma stratejileri var. Ve sahip oldukları güzellik ile güç, insanlarla birlikte çalışma istekliliğiyle birleşince, 1960'lardan beri dünya çapındaki deniz parklarında efsanevi sahne sanatçıları haline geldiler. Bazı bilim insanları ve aktivistler yıllardır orkaların kapalı parklarda tutulmasına ve gösteri için eğitilmelerine karşı çıkıyor. Tutsak olanlar için denizde etrafı çevreli daha doğal alanlar istiyorlar. Ayrıca su parklarında çiftleştirmeye de son verilmesini talep ediyorlar. Yeni bir film ve bir kitap, orkaların durumunu yeni bir hararetle tekrar gündeme getirdi. "Blackfish" (Kara balık) isimli belgesel ABD'nin yanı sıra İngiltere, Kanada ve Yeni Zelanda'da gösterilirken, David Kirby'nin "Death at SeaWorld" (SeaWorld'de ö lüm) k itabı da yeni yayınlandı. Her ikisi de 2010'da Florida eyaletinin Orlando kentindeki SeaWorld Parkı'nda Dawn Brancheau'nun ölümüne odaklanıyor. Daha önce de iki ölüme karışmış olan Tilikum isimli balina, kadın eğitimciyi suyun dibine sürüklemişti. Hem kitap hem de f i lm, Tilikum'un kasıtlı hareket ettiğini ve davranışının tutsaklık yüzünden oluşan psikolojik hasarın sonucu olduğunu savunuyor. SeaWorld ise, ölümün bir kaza olduğu açıklamasını yapmıştı. Bu ölümle ilgili tartışma, aslında katil balinaların yanı sıra diğer balinalar, yunuslar, musurgiller gibi deniz memelilerinin esir tutulup tutulmaması konusundaki tartışmaların bir uzantısı. Tüm tutsak şempanzeleri barınaklara yerleştirme hareketini çağrıştırsa da, katil balinaların durumu biraz farklı. Tutsak sayısı çok daha az. Balina ve Yunus Koruma örgütüne göre dünya çapında 45 tane tutsak katil balina var. Ayrıca, binlerce insanın havyan hakları savunucularının eleştirdiği gösterileri izlemesi sayesinde bu canlıların popülaritesi de arttı. Ama tutsak yunuslarla çalışmış bazı bilim insanları bile, büyüklükleri ve sosyal grupların birbirine kenetlenmiş doğası sebebiyle orkaları ayrı tutuyor. Erkek orka 10 metre boya ve bin kilogram ağırlığa ulaşabiliyor. Dişiler daha küçük ama daha uzun yaşıyor. Erkeklerin ömrü 60, dişilerin ömrü 90 yılı bulabiliyor. Balinalar aile grupları ya da sürüler halinde yaşıyor. Alt grupların beslenme alışkanlıkları ve fiziksel özellikleri değişebiliyor. Orkalar günde 160 kilometre yüzebiliyor. Farklı grupların davranışları o kadar çeşitlilik gösteriyor ki, bilim insanları onların farklı kültürlere sahip olduğundan söz ediyor. Eleştirenler, bu hayvanların güvenl ikleri için doğaya salınmamaları gerektiğinin farkında. Bunun yerine, orkaların daha büyük, daha doğal ortamlarda tutulmalarını istiyorlar. Balina biyoloğu Naomi Rose, orka barınaklarının son derece hayata geçirilebilir olduğu görüşünde ve bunun 22 orkası bulunan SeaWorld gibi şirketler tarafından yapılması gerektiğini söylüyor. Çoğu Avrupa'da bulunan Sea Life akvaryumlarından bazıları, Balina ve Yunus Koruma örgütüyle birlikte şişeburunlu yunuslar için bir koy ya da körfezde sığınak oluşturma olanağını araştırıyor. Ama hem SeaWorld hem de Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumlar Birliği, böylesi sığınakların, gerçekte var olmayan bir sorun için çözüm anlamına geleceği görüşünde. SeaWorld'deki veterinerl ik hizmetleri müdür yardımcısı Christopher Dold'a göre, SeaWorld tesislerindeki orkalar zaten "fevkalade yaşam kalitesine" sahip. SeaWorld, üst düzey veterinerlik bakımı ve psikolojik zenginleştirme programları sunduğunu söylüyor. Rose, Deniz Memelileri Derneği'nin Yeni Zelanda'daki toplantısında sunulacak esir orkaların hayatta kalmasıyla ilgili çalışmayı kaleme alanlardan biri. Rapora göre esir orkaların yaban orkalardan kötü durumda olduğunu belirten Rose, "Bilim insanları bazı acı gerçeklerle yüzleşmek zorunda" diyor.
JAMES GORMAN