Firmalar, maalesef her gün usulüne uygun yapılmayan tebligatlar nedeniyle mağdur olmakta ve ticari, idari ve/veya hukuksal yönden hak kaybına uğramaktadır. Firma çalışanlarının veya o sırada orada bulunan her hangi birinin aldığı tebligattan haberdar olmayan firma yetkilisi, tebligat içeriğinden bihaber olduğundan kimi zaman aşılması zor bir durumla yüz yüze kalmaktadır. İşte bu noktada Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2012/11403 E. 2012/14612 K. Sayılı ilamı işletmelerin imdadına yetişmektedir. Firma çalışanına yapılan tebligat neticesinde haklarına halel gelen firma yargılama sürecinde dava dilekçesinin kendilerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği iddiasında bulunmuş ve Yargıtay gerçekten de aşağıda izah edilecek hususlar ışığında tebligatın usulsüz olduğuna hükmetmiştir. Tebligat Kanunun 12. Maddesi Hükmü şahıslara tebliğin yetkili temsilcilerine yapılması gerektiğini, Tebligat Kanunu 13. Madde de tebliğ yapılacak yetkili temsilcinin her hangi bir nedenle olağan iş saatlerinde işyerinde bulunmaması veya tebligatı alamayacak bir durumda olması halinde orada hazır bulunan firma çalışanına tebligatın yapılabileceğini düzenlemiştir. Ancak burada asıl gözden kaçırılmaması gereken,yetkili kişilerin bulunmadığının tespit edilip tebliğ mazbatasına işlenmesi ve bu durumda çalışana tebligatın yapılabileceğidir ki bu hususTebligat Nizamnamesinin 18. Maddesinde açıkça ifade bulmuştur. Aksi takdirde yapılan tebliğ usulsüz olacak ve yargılama sürecinde tarafların teşkiline mani olacak, “adil yargılanma” ve hukuki dinlenilme” haklarının ellerinden alınmasına yol açacaktır. Netice itibari ile şirketlerin kendilerine yapılacak/ kendilerinin yapacakları tüm ticari, idari ve/veya hukuksal tebligatları bu çerçevede değerlendirmesi, aksi bir uygulama ile karşılaşmaları halinde usulsüz tebligat iddiasında bulunmaları, haklarının zayi olmaması noktasında büyük rol oynayacaktır.
16.12.2013
Av. Ebru ÇAĞLAR
ÇABA HUKUK BÜROSU