Yeterlilik mi? Mükemmellik mi?

"Benimle ilgili hiç bir şey, beni bir başkasından daha iyi ya da daha kötü yapamaz."

Jerry Minchinton

Yaşam yolculuğu çoğunlukla yazılı olmayan kurallarla kaplıdır. Bunlardan birisi de şudur; "üzerine yoğunlaştığınız her şey çoğalır." Başka birinin, takım arkadaşlarınızın iyi özellikleri üzerine yoğunlaşırsanız, bu özellikler iki katına çıkar. Eğer hatalara yoğunlaşırsanız çok daha fazlasını bulursunuz.

Liderlik yolculuğunda bazı insanlar istemeseniz ve uygun bulmasanız bile istedikleri şeyleri size yaptırmaktan kaçınmazlar. Eğer isteklerinize boyun eğerseniz hissedeceğiniz duygu genellikle pişmanlık, öfke ve acizliktir.

Bu durumdan kurtulmak için yapmanız gereken şey sadece HAYIR demeyi öğrenmektir. Hayır demek en doğru yoldur. Üstelik hiçbir neden gösterme zorunluluğunuz yoktur. He ne kadar istemesek de bazen başkaları veya bizim hakkımız da kaba yorumlarda bulunan ve kendimizi kötü hissetmemize neden olan insanlarla karşılaşabiliriz. Profesyonellik bu tip insanları eleştirmeyi değil, onlar karşısında duygularımızı kontrol edebilmeyi gerektirir. Çünkü bu tip insanların amacı sizi hayal kırıklığına uğratmak, kendimizi kötü hissetmemizi sağlamak… Tuzaklarına düşürerek onlara bir üstünlük duygusu vermemizdir.

Yeterlilikten mükemmelliğe geçişte, tecrübeye önem verin. Hatalar insanlar içindir. Önemli olan nokta şu ki, yapılan hatalardan ders almak ve gelecekte aynı hataları tekrar etmemektir.

Hatalar öğrenmenin anahtarıdır.

Hatalar sizi yetersiz kılmaz, yalnızca ders almamızı sağlar. Hatalarınızı kabul etmek, gereken dersleri almak olgunluğun ve özgüvenin belirtisidir.

Mükemmellik beraberinde problem çözücü olmayı gerektirir. Yeterlilik stratejilerini değiştirerek mükemmellik stratejileri yaratabiliriz. Daha önce söylediğim gibi, sonuçlar üzerindeki etkilerini görmek amacıyla zihinsel yapımızın kısımlarının her birini ayırabiliriz.

Örneğin; içsel diyalog üzerinde yoğunlaşmaya alışkınken zihinsel görüntüler kullanıp, pek çok alt sistemi dilediğimiz ayrıntılarıyla değiştirerek, yeni temsil sistemleri ortaya koyabiliriz. Bireysel mükemmellik arayışı da budur zaten!

Bu, tüm alanlarda üst düzeyde başarılı olan kimselerin başarılarını ne yapmalarına borçlu olduklarını dahi bilmeden izledikleri bir süreçtir. Bu da "ESNEKLİK" modelinden başka bir şey değildir.

Yeterlilikten mükemmelliğe geçmek ancak bilmek ve yapmakla olur. Sadece söylemekle olmaz. NEDEN’e odaklanmakla olmaz. Asıl önemli olan şey "NASIL"a odaklanmak, "Nasıl fark yaratabilirim? İnsanlara nasıl daha fazla hizmet edebilirim?" sorusunun cevabına odaklanmaktır.

Olağanüstü başarılar gerçekleştirmek için, beyinlerimizin iki tarafını da (sağ ve sol lob) kullanmaya istekli olmalı ve sonuca odaklanmalıyız. Başarı ancak istenildiği yere gelir. Davet edilmeyen yerde başarıyı beklemeyin.