İnsanları hem karada hem denizde yol tutabiliyor.
Minnesota Üniversitesi'ndeki mağaraya benzeyen bir laboratuarda Thomas Stoffregen bir deneği hareket eden bir odaya sokuyor. Odanın beton bir zemini ve sahte mermerle kaplı üç duvarı var. Duvarlar odanın içine doğru yaklaşık 30 santimetre hareket edebiliyor. Bu hareket o kadar rahatsız edici ki, yetişkinlerin dengesini tamamen bozuyor. Stoffregen, odayı yol tutmasını incelemek için kullanıyor. Deneklerin başları dönene kadar bilgisayar kontrolündeki duvarlar hareket ediyor. Stofftregen'in araştırması, onu yolcu gemilerine de götürdü. "Laboratuvarda kimse kusmadı. Ama yolcu gemilerimizde farklı bir durum söz konusu" diyor. 56 yaşındaki Stoffregen, onlarca yıldır yol tutmasının nedenleriyle ilgili şaşırtıcı bir teoriyi destekleyen kanıtlar topluyor. Sorunun iç kula k tan kaynaklanmadığına, duruşu korumaya yarayan vücut sistemindeki bir bozulmadan kaynaklandığına inanıyor. Bu fikir, git gide daha fazla kabul görüyor. Central Florida Üniversitesi'nden Robert Kennedy, "Çoğu teori, yol tutması olduğunda dengenizi kaybettiğinizi öne sürüyor. Stoffregen ise dengenizi kaybettiğiniz için yol tuttuğunu söylüyor" diyor. Yol tutması oldukça eski bir sorun. İngilizcedeki "nausea" (bulantı) kelimesi, "tekne" anlamındaki antik Yunanca kelimeden geliyor. Stoffregen, kelimenin kökeni ne olursa olsun yol tutması sorununun dijital cihazlar ve ekranların artmasıyla daha da ciddi bir hal alacağını söylüyor. Türbülanslı uçaklarda yolculuk ediyor ve hareket halindeki otobüslerde bilgisayar oyunları oynuyoruz. Massachuset ts Teknoloj i Enstitüsü'nden Charles M. Oman, "Yaygınlığına rağmen modern çağda bulantı, kusma ve yol tutmasıyla ilgili çok az araştırma yapıldı" diyor. Oman nörolojinin, yol tutmasının hareket algısının beklenen modellerle uyuşmadığında i ç k ulakta o rtaya çıkan bir çatışmadan kaynaklandığı fikrine dayanan "duyusal çatışma teorisi" adındaki geleneksel açıklamayı doğrulayabileceğine inanıyor. Düzgün çalışan bir vestibüler sistemin (vücudun denge sistemi) yol tutmasının ön şartlarından biri olduğuna inanılır. Örneğin 1968'de yayınlanan bir araştırma, sağır deneklerin Nova Scotia kıyılarında 12 metrelik dalgalarının üzerinde yolculuk eden bir teknede midelerinin bulanmadığını ortaya çıkardı. Stoffregen, kadınların yol tutmasına neden erkeklere kıyasla daha eğilimli olduğunu ya da neden yolcu koltuğunda oturanların sürücü koltuğunda oturanlara kıyasla daha çok midelerinin bulandığını açıklayamayan bu teoriyi reddediyor. İnsanların sabit durmalarını sağlayacak etkili stratejileri henüz öğrenmediği durumlarda midelerinin bulandığını söylüyor. Yeni hareket kalıplarının öğrenilmesi gerektiğini söylüyor. Stoffregen, günümüzde yol tutmasına karşı verilen ilaçların genelde kişiyi sersemleştirmekten başka bir şey yapmadığını söylüyor. Geçenlerde bi r yo lcu gemisindeyken, odasında tam da araştırdığı olayı yaşıyormuş. Dramamine ya da diğer alternatif ilaçkları almayı reddediyor. "Bende işe yaramadıklarını biliyorum. Plasebo olarak bile" diyor.
PETER ANDREY SMITH